23 Mart 2018 Cuma

Pazırk'tan Gordion'a Türk Dünyası - IV




önceki Pazırık'tan Gordion'a Türk Dünyası - I / II / III




Frigya - Gordion ahşap panel üzerinde OZ damgası


Frigya - Gordion başka bir panelden detay


Kars-Posof 19.yy Halının üzerindeki damgalar





Damgalar konusunda Mustafa Aksoy ne diyor? : 

“Oş/Kırgızistan, Lviv/Ukrayna’da bir kilisede şamdan, Mari El’de süt poşeti ve İvanov’un Sibirya araştırmasından bir damga… Bu yerlerde yaşayan Türklerin dinleri, dilleri vatanları, devletleri farklı, ancak damgaları ortak. Söz konusu damgayı Türk kültür coğrafyasının her yerinde görmek mümkün. Dolaysıyla tarih ve kültür araştırmalarında damgaların önemli belgeler olduğunu söylemek abartı olmamalı.” 


resim: Mustafa Aksoy


"Bunlar geleneksel, yani atadan görerek yapıldıkları için sosyal DNA özelliğine sahiptir. Dolayısıyla tarihe ve kültüre yeni bir yöntemle bakabilmemiz mümkündür. Kürtçülük yapanların veya ve farklı bir dil konuşuyor diye bazı insanları Türk kültür coğrafyası dışında görenlerin de bu damgaları anlattığına biraz kafa yorması gerekmiyor mu?" M.Aksoy


resim: Mustafa Aksoy ""Damgaların yazdığı tarih, üste ortadaki damga Alaska’nın başkenti Anchorage’den, diğerleri Şırnak, Siirt, Hakkari, Türkmenistan (bayrağından ve patikte), Antalya, Kazakistan, Rize, Kırgızistan’dan... "



Geçen hafta bulduğum Daunia Stelleri de Taşbabadır aslında. Ve en önemlisi üzerlerinde Türk halı kilim desenleri vardır. MÖ.8.yy-ila MÖ.6.yy a tarihlenen Daunia stelleri ya Etrüsklerin etkisiyle ya da bizzat Etrüsk soylular tarafından yapılmıştır. Çünkü, İtalyanın güneydoğusunda yaşamış olan Daunialar Etrüsklerin müttefikidir. 





 Frigya,  fildişi mobilya parçasında Türk Damgası




En eski Oz damgası Saymalıtaş'tadır. Mezopotamya’da görüldüğü gibi, Anadolu’nun birçok yerinde de görülür. Truva da MÖ 3000. Hatti MÖ 2500. Göktürk alfabesinde Z ye gelen sestir. Ozlaşmak tanrıya ulaşmaktır, bu sebeple de şairlere OZAN denir.


Frigya-Gordion, ahşap mobilyadan detay "Oz Damgası" ile "Ay düğümü"


Truva - MÖ 2000 - 1200

Hatti - Alacahöyük MÖ 2300

Ahmet Yesevi Türbesi - Kazakistan

Saka-Türk dönemi - Afganistan

Türkmenistan, Halı detay, Oz Damgası ile Ay Düğümü.





Kısrak Sütü Kımız ve Amazonlar

Amazon Part Atışı yaparken - Etrüsk vazosundan detay, MÖ 6.yy
Başlığa dikkat...


Dünyada sadece iki millet kısrak sütü içer, Moğol ve Türkler. Başka bir millet içmez. Persler de içmez, Grekler de içmez. MÖ 1000 lerde Akdeniz havzasında Moğol vardı da biz mi okumadık?..  

Hesiod ve Homer kısrak sütü içen topluluktan bahseder, bunlar Kimmer ve İskit'tir. Virgil’in kitabında Amazon olan Camilla kısrak sütü içer, Latinler içiyor mu? Hayır içmiyor. Camilla’nın Türk olduğunu söylemiyorum ama o bir Amazondur... Ve Amazonların İskitlerden olduğu kanıtlanmıştır. [[Andrea Major ile Dr.Kimball Amazonalar ve İskitler için Türk demez! Hint-Avrupacıdırlar!]]



Gorgolardan Medusa Centaur şeklinde, Perseus kafasını keserken, MÖ 795

“Gorgo'lar Amazonlar gibi savaşçı bir soydur. Atlant'lara (Atlantis) yakın bir uzak ülkede oturur. Amazonlar, kraliçeleri Myrina'nın yönetimi altında Atlant'ları yendikten sonra, bunlar Amazonları Gorgolara saldırmaya iter. Gorgolar yenildikleri halde, kısa zamanda toparlanırlar, ama sonra Perseus ve Herakles eliyle alt edilirler.” [Sicilyalı Diodorus (MÖ.90-30)önemli bir kaynak, (Azra Erat-Mitoloji Sözlüğü)]

Gorgolar Amazonların bir koludur ve bu Gorgolar "Koruyucu zırh olarak büyük yılan derilerini kullanırlar" der Diodorus, tıpkı At-Adam şeklindeki Medusa'nın bedeninin pullu olması gibi. Ve belki de bu yüzden saçları yılanlı tasvir edilmişti. Yaşadıkları bölgeye göre değişen kıyafetleri; Kürk, Deri, Pantalon ile çizme botlarıdır. Ama Hellen sanatçıları onları elbise, etekle de resmetmişlerdir. Onlar kendilerine İskit-Türkçesinde "Oerpata", yani Er öldüren derken, Hellenler "Amazon" dedi.  Peki Gorgon kelimesi?  Gorgo Türkçedir: Korku’dur. Azerbaycan Türkçesi : qorxu / Kırım Tatar Türkçesi : qorqu  / Türkmenistan Türkçesi: gorky ‘dur. Hep aynıdır.




sözde "Frig" başlığı



Gordion’da bulunan başlık tiplerine Frig başlıkları adını verdiler. Ama o başlıkları Pazırık’ta, Orta Asya Sakalarında da görüyoruz. Frigler’den önce Kimmerler, aynı dönemde ise Sakalar var.  İskitler, Sakalar, Amazonlar, Partlar, Göktürkler ve Anadolu’nun zeybekleri de kullanmış bu başlıkları. Peki o zaman nasıl Frig kökenli oluyor da "Frig başlığı" adını taşıyor?  Bu akademisyenleri gerçekten anlayamıyorum… 


Pazırık kurganından çıkan başlığın ve pelerinin çizimi




Başlık Frig değil İskitlere aittir.



Friglerin tanrısı dedikleri Sabazios mesela… Saban bir İskit-Türk boyudur. Daha öncede bahsettim gibi Suvar/Sibir diğer adlarıdır. Sabazios sürekli at sırtında yaşayan göçebe atlı, gökyüzünde gezen gökbaba, Arpa ve Bira tanrısıdır. Aslında sonradan Dionysos'a dönüştürülmüştür ve diğer adı da Bacchus’tur. Bacch Türkçedir, Bağ - Bağcı demektir. [kaynak: meslektaşımız Güven Beker’in çevirisini yaptığı 'Eski ve Modern Türkler' Mustafa Celalettin Paşa] 

Anatanrıça Kybele himayesinde olan Dionysos Anadoluludur, Hellen kökenli değildir. Dionysos Bakkhoi ya da Bakkhoi Saboi olarak ta adlandırılmıştır. Hellen halkı içine sinderebilsin diye, Zeus'tan ikinci kez doğurulma miti uydurulmuştur. Üzümden şarap yapmasını öğrenir ve öğretir, “ilk öküzü Sabana koşan” tanrı olarak da anılır. Tıpkı Sabazios gibi… Zeus kelimesi bile ondan türetilmiş olabilir…  



Sabazios, MS 170-230 Roma dönemi


Haziran-Temmuz aylarında Orta Asya ve Rusya’daki Türklerin kutladığı  Sabantui da (Tui-Toy-Bayram) hasat bayramıdır, Dionysos şenlikleri olarak ta geçer. Bugün değişmeyen adıyla Sabantoy  kimler tarafından kutlanılıyor? Traklar mı? Grekler mi?...



Hayatın Efendisi" ya da "Hayat Ağacının Efendisi" Dionysos (Bacchus)
Şarap Kabı - MÖ 6.yy ortaları


James Frazer’ın “Altın Dal” kitabından bir bölüm: "Dionysos ya da Bakkhos en çok şarap tanrısı olarak tanınır, fakat o genellikle bir ağaç tanrısıydı. Örneğin, bütün Yunanlıların "ağacın Dionysos"una kurbanlar verdiği söyleniyor. Boeotia'da [pelasg bölgesi] onun unvanlarından biri "ağacın içindeki Dionysos" idi.  Şimdi bağlantı kuralım:

Ağaç Kovuğu - Kıpçaklar [Kimmerlerle soydaş] Gobustan
Ağaçtan Doğma - Ağaç Ata – Uygurlar Destanı
Dionysos = Sabazios "Atıyla gezen Göçebe Tanrı" ve Bakkhos - Bağcı - Bağ
Bir İskit [Saka] boyu olan Saban (Suvar/Subar/Sibir Türkleri) Kimmerlerin atası
Avrasya'daki Türklerde (Tatar, Başkort) Sabantoy 
Size neyi hatırlatıyor? Tabii ki  Sabazios = Bacchus = Kimmerler'i 



Marsyas'ın hayatını anlatan lahit, Roma dönemi

Marsyas – Marsu+As; bir Frigyalı mıdır? Yoksa Kimmer ve Saka soyundan mıdır? Çünkü kaval bir Türk icadıdır.  Hellenlerin çalgısı ise Lir'dir.

Dr. Atınç Emnalar : "Alman asıllı müzikolog Curts Sachs , kavalın Türkçe asıllı olduğunu belirtmiştir. Macaristan Zulnak’ta, 1933 de bir 'kurgan da Türk çobanına ait ''ötkeçin''ne yani kemikten yapılmış çifte kavala rastlanmıştır." [[not: Kaval kemiği adı da buradan gelmektedir]].  Macar Denes Van Bartha, bu tür örneklerin yayılma merkezinin Ural ile Altay arasındaki Ön Türklere ait en eski uygarlık ürünü olduğunu ayrıca doğrulamıştır. Anadolu’ya İskitler vasıtasıyla geldiği söylenir" der.

Hellenler bu flüte sahip olabilmek için Marysas efsanesinin başına, "Athena'nın bu flütü icat ettiğini, üflediğinde çirkinleştiğini, diğer tanrıçaların gülüp alay etmesinden dolayı da dünyaya attığı" bölümü ekler..  Apollo'nun, Marsyas'ın derisini bir İskit’e yüzdürdüğü de söylenir.  Roma ve Avrupa içlerine Etrüsklerden geçtiği bilinir. Romalılar ile Hellenler arasında, Etrüsklerin ulusal çalgısı olan çift çıkışlı flüt (Aulos) bir efsane olmuştur.  

Adile Ayda: "Eberhard’a göre Türkler fevkalâde iyi flüt çalardı: iki çeşit flüt kullanırlardı… Etrüsklerin ise flüt çalmaktaki ustalığı Yunanistan’da bile ün salmıştı ve Etrüsk kelimesi “iyi flüt çalan” manasına gelirdi" der.


Çok karıştı değil mi? Benim bile aklım karışıyor…

Özetle; Frigler, Kimmer ve İskitler'den çok etkilenmişler, hatta Frig denilenlerin Kimmer-İskit/Saka Türkleri olma olasılığı çok yüksektir. Çünkü, MM dedikleri sözde Midas Kurganı Muşkili Mita'nın babası ya da dedesine ait ise, o zaman o kurganın sahibi de Muşkilidir. MÖ binli yıllarda ortaya çıkan Muşkiler, MÖ ikibinli yıllardaki  Kaşka/Gaşkalarla aynı soydan ise, Kaşkalarla MÖ 7.yy'da tekrar İskit-Saka olarak karşımıza çıkanlarla aynı boydansa, Gordion Kurganı'da Türk soylusuna aittir demektir. Ayrıca, mitoloji ve destanlarda İskitler "Greklerden" değil, "Grekler" İskitler'den etkilenmiştir, tıpkı Avrupa ortaçağ destanlarının Türk destanlarından etkilendiği gibi..

Çingiz Garaşarlı "Truvalılar ve Etrüskler Türk İdi" kitabında : Trakların ulusal kökeniyle ilgili gerçekleri İskandinav yazıları korumuştur. Trakya da ilk önce yaşamış Tiras ve ondan Türklerin türemeleri yazar. Tiras sözcüğü 10.yy da Hazar Türklerinin yazılı belgesinde Türk ulus adlarından Tir-s sözcüğüyle aynı kökenden. Trakların Bisalt adlı boyu, da Türk boyu Bizal da. Buzal, Bozal olarak ta Azerbaycan'ın Tovuz ilçesinin Bozalganlı köyünde yaşar. Trak boyu Saki, Truva ve Trakya'da Skay boyları. Bu Saki-Skay Türk Saka ulus adıdır. Trak mitolojisinde türkücü diye bilinen Tamir sözcüğü Türk uluslarında yaygınca görülen bir kişi adıdır. Trakya'nın Dakiya kentindeki bir dağ Tape adını taşımıştır. Trak dilinin söz varlığında ve Türk dillerinin kaynaklarında yapılan araştırma sonucu, Trak dili söz varlığının çok daha eski dönemlerde Türkçe kökenli olduğu gösterilmiştir. Daha eski Trak söz varlığındaki kişi, boy, ulus ve yer adlarının eski Türkçe söz varlığında karşılıkları vardır. Ayrıca eski Trak dili söz varlığı, eski Türkçe niteleme sözcüklerinin kökleriyle kolayca açıklanmaktadır. Ancak MÖ 1.binyılda tümüyle özümlenmeler sonucu özgün dillerini yitiren Trakların özel adlarından oluşan geniş söz varlığı doğal oalrak Hint-Avrupa kökenlidir. Trakları Hint-Avrupa kökenli sayan Batılı dil bilimciler, eski Trak ülkesinde sonraki çağların Hint-Avrupa kökenli özel ad söz varlığını araştırmışlardır. Ancak, onlar, çok daha eski dönemlerin Hint-Avrupa kökenli olmayan özel ad söz varlığının eski Türkçe kökenli olduğunu belirtmemişlerdir." der.  Yani Traklar'da da Türkçe ve Türk görülüyor.



Frigya MÖ 8.yy - Gordion ile İskit MÖ 7.-6.yy - Ziwiye
Koç Şeklinde Rython





Son olarak;
Neden Türk kültürü ve Medeniyeti denmez?

Isaac Newton için; "İngiliz fizikçi, matematikçi, astronom, mucit, filozof, ilahiyatçı"… Nikola Tesla için ; "Sırp kökenli Amerikalı mucit, fizikçi"… Thomas Alva Edison için ; "Amerikalı mucit" .. denilirken, hiçte "Hıristiyan" mucit falan denilmiyor. Hatta bu kategoride bile arayamazsınız, ama İslam Mucitleri, İslam Matematikçileri, İslam Sanatı mevcuttur.

Lakin, Tıpta, bilimde "Büyük Üstad" olarak anılan İbni Sina; Sıfırı bulan, Ay'da bir kratere adını verdikleri, Cebir'in babası Harezmi ; Astronom , matematikçi Ali Kuşçu ; Da Vinci'yi bile etkileyen "El-Cezeri" ; gibi TÜRK mucitler "TÜRK" yerine "İSLAM" olarak tanıtılmaktadır. Nedense, Türklerin siyasal kimliğini belirlemede İslamlık öne çıkmaktadır. Halbuki, İslam bir çok farklı millet barındırır. Biz de Yahudi ya da Hıristiyan eserlerini, din başlığı altında mı sergileyelim yani?.. o anlama geliyor çünkü…



Çiçek aşısının muciti TÜRKLER'dir. 

Çiçek aşısını yapan Yörükleri (Türk’tür farklı bir etnik yapıştıran batılılara inat) görüp bizzat deneyimleyen, İngiltere’nin İstanbul seferinin eşi Lady Montagu 1718 yılında bu olayı İngiltere'ye götürmüş, Kraliçe’nin izni ile hükümlülerin üstünde denetmiştir. Bu tarihten sonra da İngilizler tarafında icat edildiği öne sürülmüştür. 

"1798 de ilk çiçek aşısının öncüsü, dünyanın ilk aşısı" İngiliz Edward Jenner diye tanıtılan ; ya da  kuduz aşısını bulan Fransız Louis  Pasteur diye de devam edenlerin etnik kimliği hep bellidir. Domino etkisi yapan ve dünyanın ilk aşısı olan çiçek aşılamasını kimin kimden aldığı öğretilmez…Türk ‘ün adı anılmaz. Zamanında Montagu’nün mezar taşına iyi ki yazılmış da artık söyleyebiliyoruz; “ Çiçek Aşısını Lady Montagu Türkiye’den İngiltere'ye getirmiştir” diye...

Bilenlerin sayısı o kadar azdır ki, siz anlatsanız bile, size hadi canım der gibi bakarlar. Batılılar gururla yaptıklarını anlatırken, öğretirken, “biz” bırakın uzak tarihi, yakın tarihte yaptıklarımızı bile anlatamıyoruz. Halbuki bu tip olaylar bir ulusun medeniyet ölçüsüdür. 

Bunun yanında İtalyan Giuseppe Adami ve Renato Simoni tarafından bestelenen Turandot operasını yazan bir Farslı değil Türk'tür; Nizami Gencevi'nin destanıdır, ama dünya Turandot'u Fars destanı / İtalyan operası diye alkışlar....

İlk gözlemevi bir Türk olan ULUĞ BEY tarafından 1428-1429 kurulmuşken, Avrupa'ya 1467-71 yıllarında Oradea Romanya'da kurulmuştur. Türklerin yoğun olarak gittiği, yerleştiği, yurt tuttuğu yerlerdir; İskitler-Hunlar-Avarlar-Kıpçaklar- Osmanlılar... Ayrıca Greenwich ölçümleri Uluğ Beyin Zig ölçümlerine göre hazırlanmıştır.

Aynı ayrıştırmaları müzelerdeki eserlerin açıklamalarında da görürüz. "Hıristiyan eserleri" yoktur ama "İslam eserleri" çoktur... Türklerin siyasal-etnik kimliği yoktur.... Türk Kültürü ve Sanatı Selçuklu Dönemi veya Türk Kültürü ve Sanatı Safavi Dönemi değildir adları, ayrıca Safaviler dahil Selçuklular bile İran kültürü olarak tanıtılır!... Assyrian Culture, Persian Culture, Greek Culture, Roman Culture, Chinese Culture, Etruscan Culture …derseniz karşınıza binlerce veri çıkar, ama Turkish Culture deyince sadece Osmanlı, diğerlerini aramak isterseniz hep boy adlarıyla aramanız gerekir. Ve Avrupa halkı onların Türk Kültürü ve Sanatı olduğundan bi haberdir. Tüm eserleri Türk başlığı altında toplasalar, Avrupalıları karabasan basacaktır...




İki yıl önce Metropolitan Müzesinde Selçuklular sergisi vardı, ne dediler?  “1030 dan 1337 ye Selçuklular, Orta Asya’dan göçebe bir kavim”..  Turkic nomad… Turkic kelimesi bir kere uygun bir tanımlama değil. Selçuklular Oğuz’dur, halis Türk’tür Turkic değil, çünkü Turkic “gibi” anlamına gelir ve genelde Kazak, Kırgız gibi diğer Türk devletleri için kullanılır. 


Selçuk Türkleri - Metropolitan Müzesi


Geçtiğimiz aylarda da British Müzesinde “İskitler Bozkırın Efendileri Sergisi” vardı. Ne diye açıkladılar İskitleri…  İrani dilli, yani Pers kökenli. Halbuki her bir kanıt aksini söylüyordu. Tabi itirazımı kanıtlarıyla gönderdim, ama bize kulakları sağır, gözleri de kördür !... Yanlışta ısrar ediyorlar…



Bugün tarih hala "politik gündemi olan akademisyenler" tarafından yazılıyor, Türk tarihinden bir sayfa aydınlatılığında hemen bir anti-tez üretiliyor. Buna rağmen,  21. Yüzyıl Türk Dünyası’nın yükseleceği asırdır…

Alman Türkolog Annemari von Gabain’ın da dediği gibi: "Türkoloji, yabancılar için bir meslek, Türkler için ise milli bir görevdir.” 

Ve ben Türk olarak doğduğum için gururluyum….
Teşekkür ederim.
Semra Bayraktar , Mart 2018



Türk Dünyası'nı temsil eden Halı 2016'da Bakü'de dokunmuştur.