15 Ağustos 2017 Salı

SİSAM BOĞAZINDA 1000 LEVENDİMİZ ŞEHİT OLDU





1824 YILININ AĞUSTOS AYINDA 
SİSAM BOĞAZINDA 1000 LEVENDİMİZ ŞEHİT OLDU


Biz Türkler, genellikle Ağustos ayında büyük zaferler kazandığımız kadar bir o kadar da hezimetler yaşamışız…

Bu yıl vaktiniz olursa 17 Ağustos'u 18 Ağustos'a bağlandığı akşam saatlerinde Sisam Boğazına doğru bakın. Denizde Yunanlıların teknelerle fener alayı düzenlediğini göreceksiniz.

17-18 Ağustos 1824 Sisam Deniz Savaşı'nın kutlamasını yapıyorlar.

Aradan 193 yıl geçmiş olmasına rağmen bu kutlamayı hiç aksatmadan sürdürürler. Zira, 1824 yılının 17 Ağustos gecesi Sisam önlerinde Osmanlı Donanmasını boğazın serin sularına gömmüşler. Tam tamına 1000 askerimiz şehit olmuş. Konu hakkındaki araştırmamızı Kuşadası Yerel Tarih Dergisinin ilerki sayılarında yayınlayacağız.

Yalnız şunu bilin, Sisamlı denizciler içi saman doldurulmuş ve samanların üzerine katran dökülmüş küçük teknelerle gece karanlığında ahşaptan yapılmış Osmanlı gemilerine yaklaşmışlar ve Osmanlı gemisinin dibine geldiğinde teknelerini ateşe vererek gemimize çarparak yanmasını sağlamışlardır. Can havliyle kendini denize atan tüm leventlerimiz ise palalarla katledilmiştir. 

Bir kaç yıl evvel Sisam-Pythogorio'da tatile giden bir Türk anlatmıştı: Durumu bilmedikleri için o kutlamalara katılmışlar, denizdeki fener alayına katılarak kendi dedelerinin şehit edilmesini bilmeden kutlamışlar. Bilinçsiz yetiştirilen nesiller böyle olur. Kendi atasının yenilgisini eloğluyla birlikte kutlar, coşku dolar, kendinden geçer. Artık Kuşadası'nın Düşman İşgalinden kurtuluş günü olan 7 Eylülleri bile mümkün olduğunca sönük kutlamıyor muyuz? Kuşadalılardan kaç kişi katılıyor? Kardeş Belediye olan Sisamlıları rencide etmemek için temsili düşman askerlerinden kurtuluşu bile kaldırmadık mı? 

Adamlar 193 yıllık geleneğine sahip çıkarken, sen 95 yıllık geleneğine bile sahip çıkamadın! Yoksa bu toprakları hala kendimize ait hissetmiyor muyuz? Cephelerde ateşkes her zaman karşılıklı olur, tek taraflı ateşkesten her zaman ateşi kesen taraf zarar görür. Tarih bunun binlerce dersiyle doludur.

Sedat Onar
Yerel Tarih (KUYETA)













OTUZBİRLER MEVKİİ-KANLI YOKUŞ-KALENDER PAŞA-BAYRAKLI DEDE


Coğrafi isimlerle tarih iç içedir. Coğrafi bir mevkie verilen isimlerin tarihsel bir geçmişi her zaman olmuştur. 

Şimdi Palm Bay-Adaland tesisleri ile Kongre Merkezi arasından yukarı çıkan yolun tarihsel adı “Kanlı Yokuş’tur”. Bu tepenin adı da Otuzbirler Mevkii olarak geçmektedir. Kimisi Otuzbirler Mevkii’ni Kuştur’un daha güneyindeki Kuştur Disko’nun bulunduğu tepe olarak adlandırsa bile 19ncu yüzyıl haritalarında Palm Bay ve Adaland’ın bulunduğu tepeye verilen isimdir. Otusbirler isminin verilişi de herkesin anladığı manada argo kökenli bir isimlendirme değildir.

1821 yılında Kuşadası Mutasarrıfı (Kaymakamı) olarak görev yapan Kalender Paşa’nın, Bayraklı Dede’nin, Kanlı Yokuş’un ve Otusbirler Mevkii’nin birbiri ile ilişkisi ve Türk tarihine hüzün ve acı veren farklı bir hikayesi vardır. Meraklanmayın dergimizde yazacağız. Ancak yerel yöneticilerimize bir görev düşüyor. Bu bölgedeki tarihsel adları birer levha ile buralara koymak gelecek nesillerin burayı unutmamasını ve ibret alınmasını sağlar. 

Şimdilik Kuştur’dan Adaland istikametine çıkarken bu yolun 31 askerimizin kanı ile sulandığını bilin ve içinizden sessizce bunlar için birer Fatiha okumayı esirgemeyin. Bayraklı Dede Türbesinin neden bu yokuşa bakan bir tepede olduğunun hikayesini de hayalinizde yazmaya çalışın.


Sedat Onar
22 Temmuz 2017
Yerel Tarih (KUYETA)