6 Ocak 2017 Cuma

Mitolojide Üç Savaş





Athena ile Giganlar


Tanrılar ile Devlerin Savaşı: Gigantomachy - MS 2.yy.
Afrodisias çeşme (Nymphaeum) frizlerinden
İstanbul Arkeoloji Müzesi

Gigantomachy - 2nd c AD
(the battle between the gods and the giants)
Frieze from the nymphaeum in Aphrodisias / Geyre-Aydın
Archaeological Museum İstanbul




Üç savaş olmuştur: Titanomachy ; Gigantomachy ; Thoemachy


Titanomachy : Titanlar Savaşı; Uranüs öldürülür; yerine Kronos geçer; devleri Tartaros'a hapseder; Zeus doğar.


Gigantomachy: Devler Savaşı; Zeus Kronos'u devirir; Olympos'a yerleşir, tanrılar tanrısıdır.


Theomachy: Olympos'taki tanrılar arasındaki GÜÇ savaşıdır.... Yani TROYA SAVAŞI’nda taraftarlar arasındaki savaştır. 



EK:
Olympos - Oulympos - Ülympos = ULU
Prof.Dr.Elif Tül Tulunay "Pelops'un Gizemi"




Akha taraftarları: 
Athena, Hera, Poseidon, Hermes, Hephaestus, Thetis...

Troya taraftarları: 
Aphrodite, Ares (Mars), Apollo, Artemis, Scamander, Leto...


Zeus, Hades, Dionysus, Hestia ve Demeter tarafsızdır !.. Tanrıların arasındaki güç savaşının acısını insanoğlu çekmiştir! Hep öyle değil midir zaten, filler tepişir çimenler ezilir....





İlgili: 






Gigantomachy, Berlin'e kaçırılan Bergama Zeus Sunağı'nda da işlenmiştir. 









Pergamon Sunağı: Kayıp Bir Eser


Berlin’deki Pergamon Sunağı rekonstrüksiyonu, dünyanın en muhteşem müze sunumlarından biri olsa da, eserin özgün halinin nasıl göründüğüne ya da ne için kullanıldığına dair fazla bilgiye sahip değiliz. Hellenistik Dönemde, büyük olasılıkla II. Eumenes’in hükümdarlık döneminde, Batı Anadolu’da Pergamon Akropolü’nde, gösterişli bir kabartmalı frize sahip büyük bir yapının inşa edildiğini biliyoruz. Bu yapı, tanrıça Athena’nın kutsal merkezinin güneyinde, akropolün alçak yamaçlarından birinde yer alıyordu. Kent, arkeologların da yakından tanıdığı, özgün bir Hellenistik plana sahiptir: yüksek bir podyum üzerinde inşa edilmiş üstü açık bir avlu ve onu çevreleyen sütun sırası. Gigantomakhia Frizi’nde yer alan ve yüksek podyumu dört yanından çevreleyen anıtsal figürler, Aşağı Kent’ten de görülebiliyordu. İç avluda ise Pergamon’un efsanevi kurucusu Telephos’un hikayesini anlatan daha küçük boyutlu bir friz yer alıyordu. Avlunun batı tarafında yer alan anıtsal açık bir merdiven, geniş Bakırçay Vadisi’ne açılıyordu.

Bu eserin kullanım amacı hakkında kesin bir bilgiye sahip olmasak da, bu merdivenlerden görünen manzara, bugün olduğu gibi antik çağda da nefes kesici olmalıydı. Burası bir kurban sunağı, festivallerde düzenlenen ziyafetler için bir saray avlusu veya –yüksek ihtimalle- Pergamon kralının düşmanlarının kurban edilişini tasvir eden bir zafer anıtı olabilirdi. Podyumun üzerinde yer alan yapının mimari rekonstrüksiyonu –özellikle üç tarafı bir korkuluk ile çevrili iç yapı- tamamen varsayıma dayanmaktadır. 


Can Bilsel
Chicago Üniversitesi
Pergamon müzesinin daha geniş kapsamlı bir incelemesi ve müzenin Türkiye’nin arkeolojik mirasının oluşturulmasında oynadığı rol için, Can Bilsel - Antiquity on Display: Regimes of the Authentic in Berlin’s Pergamon Museum (Oxford University Press) 


Aktüel Arkeoloji Kasım-Aralık 2015 sayısında MÖ 150’li yıllarda tasarlanan ve 100 yıldır Almanya'da sergilenen Bergama Sunağı'nın hangi amaçla ve nasıl yapıldığı, Berlin’e nasıl taşındığı anlatılıyor. Alman Mühendis Carl Humann tarafından Bergama’da keşfedilen eserin, ülkemizden götürülüş süreci, eserin ortaya çıkarılışı, Berlin’e gönderilerek gerçek değerinin anlaşılması ve Osmanlı yetkililerinden bu bilginin gizlenmesiyle ilgili hikâye, Almanya tarafından finanse edilerek başlayan kazılar, yurtdışına çıkartılan devasa boyuttaki eserler ve Osmanlı’daki bürokratik boşlukların yıllar sonra ne denli üzücü sonuçlar doğurduğu, detaylı bir şekilde okuyucuyla paylaşılıyor. (lifeart)








Zeus Altaar ;Otos'a karşı Artemis frizinden detay Artemis'in çizmesi ve 
Pazırık Kurganından çıkan buluntu...
Benzerliği görebiliyor muyuz?