13 Ağustos 2016 Cumartesi

Atilla ve Papa - Türk Düşmanlığı






ATİLLA - PAPA


Priskos, Atilla ile Vatikan ve tüm batı ülkeleri ile arasında diplomatik yapan kişidir. Atilla'yı en ince ayrıntısına kadar tasvir yapan bir kişidir ve kitap yazar, bu tüm batı kaynaklarında mevcuttur. 


Bu şahsın kitabını ülkemizde bir akademisyen de çevirmiştir. Elde olan nüshalarını çevirmiştir. Bir de sözde kayıp olan -Vatikan arşivlerinde bulunan- sıklıkla batı tarihçilerinin Priskos'un işte bu "kayıp parşömenlerine" dayanarak yazdıkları ve Türklere kin kustukları kitaplar da vardır. 


En meşhuru sahte Hun tarihçisi diye batının dahi kabul ettiği Marsilyanus'tur. 4.asırda Heredot tarihinin kahramanlarını Hunlara uyarlayarak bir Hun tarihi yazar. Çağımızda bu hikayenin Heredot'ta geçtiği meydan çıkınca, batının dahi sahte Hun tarihçisi unvanını verdiği şahıs. Yine Bizans tarihçisi Papaz asıllı Türklere büyük kin duyan Jordanes'te "Priskos'un kayıp parşömenlerinden okuyup yazdım" diyen bir yalancıdır ki bu da Batı tarihçilerince tespit edilmiştir. Uzun uzun yazmayacağım bunlar zaten bilinen konulardır.


Atilla, Papa Leo'ya diz çöktürüp, köpek gibi yalvartıp, ayağını öptürmüştür. Bunu hazmedemeyen batı tarihçileri, güya Atilla, Papa'nın önünde kutsandı, hatta Hıristiyan oldu zırvasını yazsalarda, yazılı belgeler, özellikle batılı bazı kaynaklar yok edilmediğinden mecburen bu görüşlerini yalanlamıştırlar.


Papaların kölelerin ayaklarını öpme adeti, o zamanki Papa'nın Atilla'nın ayağını öpmesinden sonra başlamıştır. Atilla'nın, Papa'nın ayağını öptürmesini bir türlü hazmedemeyen Vatikan, sonradan "Bak Papa kölelerin ayağını öpüyor" hikayesini uydurmuşlardır. Bırakın bu ayakları, bırakın bu yalanları...


Hatta bu olaydan sonra "Hunlar Türk değil, Macar'dır" diye iddia etmeleri de yine bu dönemdedir. Sonra bu zırvayı da tarihin gerçekleri yüzünden Asya Hunlarının Türk olduğunu kabul etmişlerdir.(*SB)


Vatikan'da bilinen bir çok belge, kitap zaman zaman gün yüzüne; kazara veya çeşitli nedenlerle çıkmaktadır. Vatikan arşivlerinde kayıp denilen "Priskos'un parşömenleri" de dahil bir çok belge vardır. Vatikan'da her Papa değişiminde birçok tarihi kayıt, belge vs. yeminle ve mühürle yeni Papa tarafından teslim alınır. Papa'nın arşivcileri bu belgeler üzerinde çalışırlar. Bir Piskopos vardır ki bu kişi Alessandro Sperelli'dir. Papa tarafından görevlendirilen bu şahıs, arşiv yazıları ve Hıristiyan teolojisi üzerine kitaplar yazar. Bunlardan biri 1664 basım orjinal devrin Papa'sı imzalı aşağıdaki kitabıdır.


Bu Psikopos, aynı zamanda pastoral devrin üç Papası ile çalışır. Papa Urbanus, Papa İnnocentius (1644 yılı) Papa Alexander Septimus. 1664 basım Papa Celemens imzalı iki cild kalın kitap ve Vatikan arşivlerinde 83 sayfalık resim ve gravürlü Roma diplomasi tarih kitabı ki işte konu ile alakalı kitaptan bazı sayfalar (Keleş 2016,1-3)


Papa Leo kimdir? Papalar tarihinde, Roma'da Hun İmparatoru Atilla'yı, İtalya işgalinden dönmeye ikna eden kişi olarak geçiyor. Birçok tarihçi, 452 yılında Atilla'nın 100.000 kişilik ordusu ile Alp Dağları üzerinden İtalya'ya girşini hiçbir tereddüte mahal vermeden yazarlar. Papa 1.Leo bir heyetle Atilla'nın huzurunda çıkar ve Roma'nın bağışlanmasını Atilla'dan ister. Hatta birçok tarihçi, Atilla'nın Roma'yı alarak Hıristiyanlığı ortadan kaldıracağından endişe edildiğini söylerler.


Leo Atilla'nın önünde diz çöker, elini öper, af diler. Ancak Avrupalılar ve Vatikan tarihçileri bu durumu gururlarına yediremeyerek, "böyle bir olayın olmadığını" iddia ederler. Hatta Atilla'ya barbar diyerek, hakaret dahi ederler. Çünkü kuyruk acıları vardır. Ancak bütün tarihçiler, Papa Leo'nun Atilla'yı bir şekilde ikna ettiğini söylerler. Atilla Roma'yı işgal etmesine ve Roma'ya hakim olmasına rağmen, Papa'yı ve kiliseyi azad etmiştir. Yani Atilla eğer isteseydi o gün Hıristiyanlığı bitirmişti. Bugün Vatikan diye bir yerden artık söz edilmeyecekti.


Avrupalı bazı tarihçiler, Atilla'nın Papa tarafından neyin karşılığında ikna edildiğini eserlerinde açıkça sorarlar. Sahi neyin karşılığında? Vatikan, bu konuyu bugün şöyle açıklar: "Papa 1.Leo Atilla'yı ikna etmiştir. İsa mesihin yardımıyla." Vatikan, Papa'nın Atilla'nın önünde diz çöktüğünü ve yalvardığını söylemez. Böyle bir olayın kanıtı olmadığını söyler.


Ancak Vatikan'ın yalanını biz ortaya çıkaralım. Hem de tarihi bir belge ile. İşte Vatikan'ın yalanını ortaya çıkaracak bu belge: 470'li yıllara ait, Marinus'un yapmış olduğu yazı ve resimler. Bu yazı ve resimler bize şunu anlatmaktadır: Atilla ayakta, başında bir ışık hüzmesi var. Bu ışık hüzmesi, Hıristiyanlar'da azizliğe işaret eder.






Papa Leo, Atilla'nın elindeki ipe veya kırbaca bağlı bir şekilde yerde emekler halde tasvir edilmiştir. Atilla'nın elindeki kırbaç da olabilir ipte. Resimdeki çizimde alt tarafta muhtemelen Roma kilisesini betimleyen bir lahit bulunmaktadır. Atilla elindeki kırbaçla veya iple Leo'yu terbiye eder bir haldedir. Grekçe yazılarda okunabilen kısımda şunlar tercüme edilmiştir: Marinus Leo ile alay ederek; "Papa Leo Asyalı'yı 'Paraglit' ilan etti. Bu kelime çok ilginç. Barnabas İncili’nde geçen bir kelime. Ahmet, tavsiyeci, büyük ruh, arındırıcı anlamlarında kullanılır.


Bu Hıristiyan dünyasında bugün de tartışılan bir mevzuu. Bu metinde de o kelime şöyle geçiyor: Keşiş Marinus, Papa Leo ile dalga geçerken mealen şunu söylüyor. Leo Attila’yı İsa’dan sonra gelecek Barnabas’ın Paraklit’i yaptı. (Burada Marinus Barnabas’ı da sapkın ilan ediyor.) Yani Papa Leo, Attila’yı tabiri caizse peygamber ilan ediyor. Yani Paraklit’in Attila olduğuna inanıyor. Batılı tarihçiler soruyordu ya; Leo, Attila’yı neyin karşılığında ikna etti? Cevabı Marinus bize veriyor.


Papa Leo ile Attila arasındaki bu paraklit meselesinin elbette bir anlaşması var. Vatikan hazır arşivlerini açmışken bu belgeyi de açıklasın! Vatikan Gizli Arşivleri Müdürü Sergio Pagano asıl bu 
belgeyi ortaya çıkarsın. Bu belgeyi de halka açsın!


Demek ki, Attila’nın önünde 1. Leo diz çökmüş, yalvarmış, bununla da kalmamış Attila’yı da peygamber ilan etmiş, paraklit kabul etmiş. Attila Peygamber değildi. Bugün Vatikan ve Hıristiyanlık alemi varlıklarını Attila’ya yani bir Türk’e borçludur. Attila paraklit ünvanını kabul etmemiştir. Atilla sadece din adamlarına Türk’ün asaletini gösterip, merhamet etmiştir [Keleş 2016а, 3-6].


Prof. İvan Dobrev "Atilla" /link
Internationally Recognised Orientalist Professor in Linguistics and Specialist in Turkish and Bulgarian Languages, Literature and Culture Professional Translator from Turkish into Bulgarian and from Bulgarian into Turkish





"... Batı Roma İmparatorluğu, Hunlarla her zaman sıkı dostluk ve ittifak ilişkileri kurmuştur. Öyleki bu sıralarda karşılıklı  esir değişimi dahi yapmışlardır. Bu ittifakın alt teminatı Hunlara rehine olarak gönderilmiş olan
(aynı zamanda da elçi olarak) Dorystolon (silistre) doğumlu Aetius'tu.
O, Hunlardan başka şeyler yanında, ata binmeyi
yay ve kılıç kullanmayı da öğrenmişti..."
Ali Ahmetbeyoğlu - Avrupa Hun İmparatorluğu



(*SB) Asya Hunları, yani Teoman ve Mete'yi Göktürkler Atası olarak kabul eder.




Bu Rölyef kendi onurlarını kurtarmak için yapılmıştır. Atilla ne Roma ordusundan, ne de Papa'dan çekinmiştir.





Atilla'dan Merymenana'ya


Hunlarda AY KÜN tamgalarını kullanır, zaten Türklerin sembolüdür. Hilal'i gittikleri her yere götürmüşlerdir, "İslamın sembolü değildir" der Süleyman Ateş, Müslüman Türkler den dolayı Batı, İslamın sembolü olarak kabul etmiştir. Haçlı seferlerinde karşılarında hep Türkler vardır. Zaten Türkler yüzünden başlamamış mıydı? Mülk hakkının kendilerinde olduğunu sananlar "Kutsal topraklar"ı geri almak zorundadır. Halbuki amaçları diğer dinlerini kontrolü altına almak, diğer dinlere mensup insanların nüfusunu azaltmak ve Hıristiyanlığı Dünya dini yapmaktır. Mutlak Hakimiyet, Mutlak Egemenlik...





Meryemana Evi'ndeki Heykel (eski ve yenilenmiş) - 19.yy
Meryemana - 12.yy - Torcello Katedrali




Meryemana Anatanrıça yerine konmuştur.


Efes Konsili'ne gelinceye dek Anadolu, ataerkil olan Helen ve kısmen ataerkil olan Roma egemenlikleri altında bulunmuş olsa da, Anaerkil yapı MÖ.10binlerden beri devam eden bir gerçekliktir. Türklerde Anaerkildir. Hıristiyanlığı yaymak çok zordur, özellikle Tanrıçalara tapınılan şehirlerde, halk devşirilmeye müsait değildir. Ne yaptılar peki? İsa kimdir sorusuna cevap ararlarken, aslında Meryemana'ya sıfat bulmaya çalıştılar, ki "Hıristiyanlık Fotoğrafına" bir "Kadın" girsin, erkek egemenliğinden çıksın. 431 yılında, her nedense! İstanbul'da değilde Efes'te toplanan konsilde İsa'ya "Tanrı'nın Oğlu" sıfatı verilince Meryemana'ya da "Tanrı'nın oğlunun Anası" sıfatı verildi. Meryemana tıpkı Artemis, Kybele gibi bir yüce makama getirilmişti, daha ne isteyebilirlerdi ki, muhteşem bir plandı. Anatanrıça'yı hakimiyetleri "altına" almışlardı, işi bitmişti...


Meryemana heykelleri, çizimleri yapılmaya başlandı. Anatanrıçalar Kybele ve İsis'e benziyordu. Kucağında bir çocuk olan Anne. 


Ama asla Hilal kullanılmamıştı! Ya da dört köşesinde nokta olan ve artı ile temsil edilen Tengri tamgasını.





Manastırlarda 12.yy'dan itibaren Meryemana için kullanılan dört noktalı artı ,Tengri sembolü
Yaratılış'ı anlatan 12.yy bir halıdan detay
The Monastic Symbol uses dots from the 12th century for Virgin Mary and not before.



Orta Asya Türkleri


Hakas Türkleri


Türkmenistan'dan Tengri damgalı kolye ucu



Atilla ile başlayan Türk düşmanlığı 13.yüzyılda pekişmişti. Türklere ait ne varsa Vatikan ile Hıristiyanlar tarafından kullanılmaya başlandı. (Bu arada, Hıristiyanlık düşmanı da değilim!) 


Meryemana heykellerine ve çizimlerine Hilal eklendi: Meryemana'nın ayakları altında bir Hilal; Haç'ların altında bir Hilal; ya da, artık Meryemana'yı temsil eden dört noktalı artı tamgası; gibi. Hepsi Hıristiyanlaşmıştı. Tıpkı Haç'ın 4.yy'da Milano Fermanı'ndan sonra Hıristiyanlığın özgün simgesi haline gelmesi gibi...



Her şey üst üste geldi değil mi? 
Haç'ın Hıristiyanlığa kabulü 4.yy
Atilla'nın ayağını öpen Papa 5.yy
Efes Konsili Meryemana 5.yy
Haçlı Seferleri 11.yy - 12.yy - 13.yy....


Meryemana Evi'ndeki "Meryemana heykeli" de Hilal'in üzerinde durur. Heykel evin bulunmasından sonra, yani 19.yy'da konmuştur. Daha farklı bir Meryemana heykeli de olabilirdi. Yok, illaki Hilal üzerinde olacak! Bu topraklarda kimler yaşar? Buralarını kim çok ciddi bir şekilde istemektedir ve bu yüzden kimden kurtulunmalıdır? Kimdir ezeli düşman? Bu Türkler var ya bu Türkler, Protestanların bile yanında, Katoliklerin karşısında, yani Vatikan'ın karşısında durmuş, burnunu onun işlerine sokmuştur!.. 


Azılı bir Türk ve Müslüman düşmanı olan Papa X.İnnocent heykelinin altında, 29 Ekim 2004'teki imza törenine ne demeli? Hilal, 29 Ekim, İnnocent, vs... Batılılar bayılır böyle sembollere, tarihlere, isimlere, ince ayrıntılara... Yeter ki uyanık ol!


SB.











ilgili:

"Artı (+) Damgası ise Tengri (Gök Tanrı) demek olup, ölen kişinin günahsız olarak Tengri’ ye kavuştuğunu ifade etmektedir ve bir çok Türk boyunca arma olarak kullanılmıştır. Daha sonra Hiristiyanlık inancında Haç’a dönüşen Tamga daire içerisine alınmış haliyle de Türkler ve onlar vasıtasıyla diğer Pagan inanca sahip kavimlerce kullanılmıştır.

Viking Krallığının kurucusu Odin’in sembolü daire içerisine alınmış artı (+) Tamgası olup, Odin Haçı olarak bilinmektedir. Bugün Samsun Müzesi teşhirinde bulunan pişmiş toprak bir lahitte Odin Haçına rastlanması pagan geleneklerin Samsun’un Helenistik dönemine yansımış iz düşümü olarak değerlendirilebilir."

Dr.Emine YILMAZ - SAMSUN'DA TÜRK TAMGALARI
Arkeolog/Sanat Tarihçisi -Samsun,2011 





Odin ve Halkı Türk'tür. Snorri Sturlusson'un yazdıkları dışında Hunlarla karıştıklarını söyleyen İskandinav bilim adamları da vardır.

"Swedish Professor Åke Daun show that foreigners perceive Swedes as being cold heartless people with a sluggish mind. These are traits that can be attributed to their Attila-genes.... According to Professor of Archeology at the University of Oslo, Lotte Hedeager, the old Norwegian (and also Swedish) ruling class consisted of Huns. ... many of the names given in the Nordic sagas are parallel to the names of Hunnic kings, like Halfdan (Huldin), Roar (Ruga), Ottar (Ottar), and Adils (Attila). ... Atle, which is derived from Attila, is a common name in present day Scandinavia."
By Tor G. Jakobsen, NTNU / link


Hun- Atilla-Odin bağlantısı yapan Norveçli Prof.Lotte Hedeager. / link


'Haç ve gamalı haç Türk kültürünün ürünüdür' diyen Dr.Tahsin Parlak.





"As a sign of Tengri - Khan the Türks selected a direct equilateral cross, named “adji". It should be noted the cross also existed before as a sign of Türkic culture, ..."

Murad Adji - Türks and religions · Тюрки и религии
KIPCHAKS- An ancient history of Türks and Great Steppe








KIPÇAKLAR : Türklerin ve Büyük Bozkırın Eski Târihi'den Atilla bölümü:

"Attila’nın askerî birlikleri, çok geçmeden, Roma açıklarında durdular. “Mağlûbiyet kurbânı” Kıpçaklar, savaş sancaklarıyla Roma’ya geliyorlardı! Onları, başta piskopos Lev olmak üzere, asiller karşıladılar. Romalılar, kendilerine merhamet etmesi için Attila’ya yalvardılar; onlar, Türklerin iyi kalpli, başkalarına yardıma hazır ve kin tutmaz olduklarını biliyorlardı. Roma papası bile, yalvararak dizleri üzerine çökmüştü... Bu karşılaşma, Vatikan’da muhâfaza olunan, Rafael’in tablosunda yansıtılmıştır.

Kıpçakları durduran, tabiî ki, düşmanın göz yaşları değildir. Hattâ, İtalya’da vebânın ortalığı kasıp kavurduğu yalanı da değildir. Roma piskoposunun başı üzerinde tuttuğu haç. O durdurdu.

Bu, Tengri’nin haçı idi! Atlılar, onu Gök’ün irâdesi kabûl ediyorlardı. Roma, Türklerin mukaddes bildiği şeyi, başları üzerine kaldırmışlardı, Deşt-i Kıpçak’ın hâkimiyetini tanımışlardı. Savaş sona erdi.

Attila eve döndü."

Murad ACİ
Çev. Fahri UNAN - link









// VE AVRUPALILARIN "TÜRK" (MÜSLÜMAN) DÜŞMANLIĞI