30 Nisan 2014 Çarşamba

İKİ KADIN ; BİRİ AZİZ, DİĞERİ GÜNAHKÂR







AKHİSAR (Thyateira) da İKİ KADIN ; BİRİ AZİZ, DİĞERİ GÜNAHKÂR ;
LİDYA ile JEZEBEL/İZEBEL


Aziz Paulus, Thyateiralı, mor kumaş ticaretiyle uğraşan Lidya adında imanlı ve misafirperver bir kadından söz etmektedir.  Lydia zeki ve çok çalışan bir tüccardır. Herkes onu tanır , ticaretteki dürüstlüğü ile saygınlık kazanmıştır. Tiyatira'nın mor kumaşları diğer şehirlerde ün salmıştır. Tanrıya inanır , imanlıdır ama Yahudi olup olmadığı bilinmez. İncil açıklamalarında Lydia'nın Asyalı olduğu ve Yunanlı olmadığı da belirtilir! 

Thyateira’da yaşayan diğer kadın ise Jezebel'dir. Kendini peygamber ilan etmiş ve halkı fuhuşa teşvik ettiği, tanrılara adanan hayvanların etlerini yemeğe yönelttiği anlatılmaktadır. 

Ama acaba Ahab'ın karısı Jezebel gibi Tiyatiralı Jezebel de iftiraya mı kurban gitmiştir? Çünkü Kraliçe Jezebel'in yaşantısı Peygamber İlyas'a ters düşmektedir ve ondan nefret etmektedir. Aslında bir peygamberin kin beslemesi ve ölüm emri vermesi düşüncesi bile bugün için terstir.  

Karşı bir düşünce veya harekette bulunan tüm kadınlar ve hatta Otacı olarak çalışan "doktor kadınlar" bile büyücülük yapmakla suçlanmıştır.  Bu yüzden de bu hikayenin diğer bir yönü olduğunu düşünüyorum.



LYDİA

Paulus, Silas ve Timoteus Troas kentindeyken bir görünüm görür. Önünde bir Makedonyalı bir adam vardır, ve gelmesi için yalvarır. Üçü birlikte Makedonyaya gitmenin bir yolunu bulurlar


Elçilerin İşleri 16: 11-15 Lidya'nın İman Etmesi:

11 Troas'tan denize açılıp doğru Semandirek Adası'na ertesi gün de Neapolis'e gittik.
12 Oradan da Filipi'ye geçtik. Burası bir Roma yerleşim merkezi ve Makedonya'nın o bölgesinde önemli bi kentti. Birkaç gün bu kentte kaldık.
13 Şabat Günü kent kapısından çıkıp ırmak kıyısına gittik. Orada bir dua yeri olacağını düşünüyorduk. Oturduk, orada toplanmış kadınlarla konuşmaya başladık.
14 Bizi dinleyenler arasında Tiyatira Kenti'nden Lidya adında bir kadın vardı. Mor kumaş ticareti yapan Lidya, Tanrı'ya tapan biriydi. Pavlus'un söylediklerine kulak vermesi için Rab onun yüreğini açtı.
15 Lidya, ev halkıyla birlikte vaftiz olduktan sonra bizi evine çağırdı. "Beni Rab'bin bir inanlısı kabul ediyorsanız, gelin, evimde kalın" dedi ve bizi razı etti.


Paulus ve Silas falcı bir kıza müdahale ettiği için onun efendileri tarafından tartaklanır.  Halkta bu yapılanlara katılır ve yargıcın önüne çıkarılırlar , yargıçlar da onları dövdürdükten sonra Yahudilik ve kenti altüst etmelerinden dolayı zindana atar. Paulus ve Silas Tanrı'ya yakarır ve bir deprem sonucu zindanın kapıları açılır, zincirlerinden kurtulurlar. Zindancı tutukluların kaçtığını düşünür ama Paulus onu da imanlıya çevirmeyi başarır. Zindancı onları evine götürüp bakılmalarını sağlar ve ertesi gün yargıçların onları serbest bıraktığını söyler. Paulus karşı çıkar :" Roma vatandaşı olduğumuz halde dövüp hapse attılar, şimdi de gizlice kovuyorlar mı? Gelsinler kendileri çıkarsınlar!" der. Yargıçlar Paulus ve Silas'ın Roma vatandaşı olduğunu duyunca korkarlar, gelip özür dilerler. Paulus'la Silas zindandan çıkınca da Lidya'nın evine gider.



JEZEBEL (JEZABEL)

VAHİY 2:18-29 
Tiyatira'daki Kiliseye

18 “Tiyatira'daki kilisenin meleğine yaz. Gözleri alev alev yanan ateşe, ayakları parlak tunca benzeyen Tanrı'nın Oğlu şöyle diyor: 
19 ‘Yaptıklarını, sevgini, imanını, hizmetini, sabrını biliyorum. Son yaptıklarının ilk yaptıklarını aştığını da biliyorum. 
20 Ne var ki, bir konuda sana karşıyım: Kendini peygamber diye tanıtan İzebel adındaki kadını hoşgörüyle karşılıyorsun. Bu kadın öğretisiyle kullarımı saptırıp fuhuş yapmaya, putlara sunulan kurbanların etini yemeye yöneltiyor. 
21 Tövbe etmesi için ona bir süre tanıdım, ama fuhuş yapmaktan tövbe etmek istemiyor. 
22 Bak, onu yatağa düşüreceğim; onun yaptıklarından tövbe etmezlerse, onunla zina edenleri de büyük sıkıntıların içine atacağım. 
23 Onun çocuklarını salgın hastalıkla öldüreceğim. O zaman bütün kiliseler, gönülleri ve yürekleri denetleyenin ben olduğumu bilecekler. Her birinize yaptıklarınızın karşılığını vereceğim.
24-25 “ ‘Ama size, yani Tiyatira'da bulunan öbürlerine, bu öğretiyi benimsememiş, Şeytan'ın sözde derin sırlarını öğrenmemiş olanların hepsine şunu söylüyorum: Ben gelinceye dek sizde olana sımsıkı sarılın. Üzerinize bundan başka bir yük koymuyorum. 
26-28 Ben Babam'dan nasıl yetki aldımsa, galip gelene, yaptığım işleri sonuna dek sürdürene ulusların üzerinde yetki vereceğim.

Demir çomakla güdecek onları,
Çömlek gibi kırıp parçalayacaktır.
Galip gelene sabah yıldızını da vereceğim. 

29 Kulağı olan, Ruh'un kiliselere ne dediğini işitsin.’ ”



*Tiyatira kilisesine Tanrı’nın yolladığı bu vahiy aslında diğer altı kiliseye yollanılan vahiylerden en uzun olanı ve içinde en çok buyruk bulunanıdır ve İsa'nın "Tanrı'nın oğlu" olma gerçeği vurgulanır.




TARİH SAHNESİNDEKİ DİĞER JEZEBEL:


Tevrat'ta adı geçen , Fenike kralı Ethbaal/İthobaal'ın kızı Jezebel  (Tyre/Lübnan)  İsraillerin 7. kralı olan Ahab/ Ahav'ın karısıdır ve  kötü yürekli, günahkar ve büyücülük ile uğraştığı söylenir. 


1:KRALLAR 16:29-34
29 Yahuda Kralı Asa'nın krallığının otuz sekizinci yılında Omri oğlu Ahav İsrail Kralı oldu (MÖ.8.yy) ve Samiriye'de yirmi iki yıl krallık yaptı. 
30 RAB'bin gözünde kötü olanı yapan Omri oğlu Ahav, kendisinden önceki bütün krallardan daha çok kötülük yaptı. 
31 Nevat oğlu Yarovam'ın günahlarını izlemek yetmezmiş gibi, bir de Sayda Kralı Etbaal'ın kızı İzebel'le evlendi. Gidip Baal'a hizmet ederek ona taptı. 
32 Baal için Samiriye'de yaptırdığı tapınağın içine bir sunak kurdu. 
33 Ayrıca bir Aşera putu yaptırdı. Ahav İsrail'in Tanrısı RAB'bi kendisinden önceki bütün İsrail krallarından daha çok öfkelendirdi. 
34 Ahav'ın krallığı döneminde, Beytelli Hiel Eriha Kenti'ni yeniden inşa etti. RAB'bin Nun oğlu Yeşu aracılığıyla söylediği söz uyarınca, Hiel ilk oğlu Aviram'ı kaybetme pahasına kentin temelini attı; en küçük oğlu Seguv'u kaybetme pahasına da kentin kapılarını taktı.


1:KRALLAR 19:1-3

1 Ahav, İlyas'ın bütün yaptıklarını, peygamberleri nasıl kılıçtan geçirdiğini İzebel'e anlattı. 
2 İzebel, İlyas'a, "Yarın bu saate kadar senin peygamberlere yaptığını ben de sana yapmazsam, ilahlar bana aynısını, hatta daha kötüsünü yapsın" diye haber gönderdi. 
3 İlyas can korkusuyla Yahuda'nın Beer-Şeva Kenti'ne kaçıp uşağını orada bıraktı.


1:KRALLAR 21:1-24

1 Yizreel'de Samiriye Kralı Ahav'ın sarayının yanında Yizreelli Navot'un bir bağı vardı. Bir gün Ahav, Navot'a şunu önerdi: "Bağını bana ver. Sarayıma yakın olduğu için orayı sebze bahçesi olarak kullanmak istiyorum. Karşılığında ben de sana daha iyi bir bağ vereyim, ya da istersen değerini gümüş olarak ödeyeyim." 
3 Ama Navot, "Atalarımın bana bıraktığı mirası sana vermekten RAB beni esirgesin" diye karşılık verdi. 4 "Atalarımın bana bıraktığı mirası sana vermem" diyen Yizreelli Navot'un bu sözlerine sıkılıp öfkelenen Ahav sarayına döndü. Asık bir yüzle yatağına uzanıp hiçbir şey yemedi. 
5 Karısı İzebel yanına gelip, "Neden bu kadar sıkılıyorsun? Neden yemek yemiyorsun?" diye sordu. 
6 Ahav karısına şöyle karşılık verdi: "Yizreelli Navot'a, 'Sen bağını gümüş karşılığında bana sat, istersen ben de onun yerine sana başka bir bağ vereyim dedim. Ama o, 'Hayır, bağımı sana vermem dedi." 
7 İzebel, "Sen İsrail'e böyle mi krallık yapıyorsun?" dedi, "Kalk, yemeğini ye, keyfini bozma. Yizreelli Navot'un bağını sana ben vereceğim." 
8 İzebel Ahav'ın mührünü kullanarak onun adına mektuplar yazdı, Navot'un yaşadığı kentin ileri gelenleriyle soylularına gönderdi. 
9 Mektuplarda şunları yazdı: "Oruç ilan edip Navot'u halkın önüne oturtun. 
10 Karşısına da, 'Navot Tanrı'ya ve krala sövdü diyen iki yalancı tanık koyun. Sonra onu dışarı çıkarıp taşlayarak öldürün." 
11 Navot'un yaşadığı kentin ileri gelenleriyle soyluları İzebel'in gönderdiği mektuplarda yazdıklarını uyguladılar. 12 Oruç ilan edip Navot'u halkın önüne oturttular. 
13 Sonra iki kötü adam gelip Navot'un karşısına oturdu ve halkın önünde: "Navot, Tanrı'ya ve krala sövdü" diyerek yalan yere tanıklık etti. Bunun üzerine onu kentin dışına çıkardılar ve taşlayarak öldürdüler. 
14 Sonra İzebel'e, "Navot taşlanarak öldürüldü" diye haber gönderdiler. 
15 İzebel, Navot'un taşlanıp öldürüldüğünü duyar duymaz, Ahav'a, "Kalk, Yizreelli Navot'un sana gümüş karşılığında satmak istemediği bağını sahiplen" dedi, "Çünkü o artık yaşamıyor, öldü." 
16 Ahav, Yizreelli Navot'un öldüğünü duyunca, onun bağını almaya gitti. 
17 O zaman RAB, Tişbeli İlyas'a şöyle dedi: 
18 "Kalk, Samiriyeli İsrail Kralı Ahav'ı karşılamaya git. Şu anda Navot'un bağındadır. Orayı almaya gitti. 
19 Ona de ki, RAB şöyle diyor: 'Hem adamı öldürdün, hem de bağını aldın, değil mi? Navot'un kanını köpekler nerede yaladıysa, senin kanını da orada yalayacak." 
20 Ahav, İlyas'a, "Ey düşmanım, beni buldun, değil mi?" dedi. İlyas şöyle karşılık verdi: "Evet, buldum. Çünkü sen RAB'bin gözünde kötü olanı yaparak kendini sattın. 
21 RAB diyor ki, 'Seni sıkıntılara sokacak ve yok edeceğim. İsrail'de senin soyundan gelen genç yaşlı bütün erkeklerin kökünü kurutacağım. 
22 Beni öfkelendirip İsrail'i günaha sürüklediğin için senin ailen de Nevat oğlu Yarovam'ın ve Ahiya oğlu Baaşa'nın ailelerinin akıbetine uğrayacak. 
23 "RAB İzebel için de, 'İzebel'i Yizreel Kenti'nin surları dibinde köpekler yiyecek diyor. 
24 'Ahav'ın ailesinden kentte ölenleri köpekler, kırda ölenleri yırtıcı kuşlar yiyecek."


Savaş sırasında Ahav ölümcül ok yarası alır ve ölür ve Ahav'ın oğlu Yoham tahta çıkar. Diğer Krallıklarla evlilik yoluyla akrabalık başlar ve onlarda Jezebel ile Ahav'ın yolundan gider. Peygamber Elijah/İlyas intikam peşindedir. Peygamberler topluluğundan birini çağırır ve ona yağ kabını almasını ve Nimşi Oğlu, Yehoşafat oğlu Jehu/Yehu yu bulmasını söyler. Yehu'yu bulan uşak başından aşağı yağı döker ve ona: "Seni halkım İsrail'in kralı olarak meshettim" der. "Efendin Ahav'ın ailesini öldüreceksin, bütün soyu ortadan kalkacak, kullarımın dökülen kanlarının öcünü Jezebel'den alacaksın" der. 

Yehu yola çıkar kral Yoham onu karşılar ve barış için mi geldiğini sorar. Yehu :"Annen Jezebel'in yaptığı bunca putperestlik ve büyücülük sürüp giderken barıştan söz edilir mi?" diye karşılık verir. Yoham hain diye bağırır ve kaçarken vurularak öldürülür. Önüne çıkan Ahav ve Jezebel yanlısı herkesi öldürür. Sonra Jezebel'in yaşadığı şehre gelir. Bunu duyan Jezebel gözlerine sürme çeker, saçlarını tarar (hafifmeşreplik havası vermek! bu ayrıntıyı herhalde özellikle yaptılar-SB) ve pencereden dışarıya bakar. Yehu'yu görünce barış için mi geldiğini sorar. 

Yehu pencereye doğru bakar ve " Kim benden yana?" diye bağırır. İki üç görevli aşağıya doğru bakar ve Yehu "Atın onu aşağı!" der. Görevliler Jezebel'i aşağıya atar, kanı her yere sıçrar, atlar cesedini çiğner geçer. Yehu içeri girer, yer içer ve cesedi ortadan kaldırmalarını ne de olsa kral kızı olduğunu söyler. Ama ortada ceset yoktur, sadece başı, elleri ve ayakları kalmıştır. Yehu " İlyas bana Jezebel'in ölüsünü köpekler yiyecek demişti, leşi de topraklara gübre olacak ve kimse Jezebel'i tanımıyacak demişti" der. Ardından Ahav ve Jezebel soyundan gelen herkesi ve Baal'a tapanları öldürür.  (2:KRALLAR 9 ve10)



İncil'de "köpekler tarafından kanı yalanır" derken , Eski Ahit Yunancaya çevrilirken "...domuzlarında yaladığı..." eklenir ve Yahudilerin domuzu murdar olarak benimsedikleri yayılır.


Tüm bu olaylar ışığında günahkar kadınlar nedense hep Jezebel olarak adlandırılmıştır.




1938 yılında Henry Fonda ile, o dönemin en önemli aktrislerinden Bette Davis’in oynadığı filmde; Jezebel’in hikayesi günün şartlarına uyarlanarak farklı bir bakış açısıyla çekilmiştir. Bette Davis bu filmle ikinci Oskar ödülünü kazanmıştır ama sanki Jezebel'in laneti üzerine sinmiştir, çünkü aday gösterilmesine rağmen bir daha Oskar ödülü alamamıştır.


Lydia, inancı, dürüstlüğü ve cesareti ile gurur duyulan bir kadın olarak tasvir edilir ve o günden sonra rol model olarak adı Hıristiyanlık camiasında kullanılmaya başlanılır. Jezebel ise, kötü ve ahlaksız olarak sıfatlandırılan talihsiz kadınların baştacı olur.



İki Kadın Üç Hikaye...
SB.



EKLER:





HAVARİ YUHANNA / ST.JOHN  -  SELÇUK

Yuhanna incili, 27 kitaptan oluşan İncil'in en felsefi, mistik ve sembolik bölümüdür, bazı araştırmacılarca Hint ve Yunan gizem kültlerinden etkilendiği iddia edilir. İsa'nın Tanrısallığına ve özüne vurgu yapar, İsa'nın başlangıçtaki "logos" olduğu söylenir.

Kitabın Özelliği: 
Vahiy, Yuhanna'nın görümlerinden oluşuyor. Kendini «sıkıntıda, tanrısal egemenlikte ve sabırda ortağınız ve kardeşiniz» diye tanıtan Yuhanna, inananların baskı altında olduğu bir dönemde, ya Roma İmparatoru Neron'un (İ.S. 54-68) son yıllarında, ya da Domitian zamanında (İ.S. 81-96) kaleme almıştır.

İlk yüzyılda oldukça yaygın ve sembolizm yönünden zengin bir yazın türü olan «apokaliptik» türündendir. Bu yazın türü, Tanrı'nın insanlık tarihindeki amacını açıklamayı hedef edinir (apokaliptik, Grekçe'de «açınlama, vahiy» anlamında bir sözcükten gelir). 

Apokaliptik yazılar, ağırlıklı olarak Eski Antlaşma'ya dayanır. Tanrı'nın tek egemen olduğu, iyi ve mükemmel amacını gerçekleştirmek için sonunda dünya tarihini doğaüstü olaylarla etkileyeceği görüşü, apokaliptik görüşün ağırlık noktasını oluşturur. Tanrı'nın karşıtları, simgesel olarak çoğu kez karşımıza canavarlar vb. biçiminde çıkan kötülüğün çeşitli güçleridir. Konuşan melekler, kıyasıya dövüşen büyük güçler vardır. Sonunda, Tanrı'ya inanıp zulüm görmüş olanların öcü alınır. Bugün bile bu simgelerin çoğunun ne anlama geldiği açıklanamamıştır. Bu yüzden Vahiy'i yorumlarken dikkatli davranırlar.

"Her ne olursa olsun, bu kitap Tanrı'nın bir vahyidir; anlaşılsın ve uygulansın diye verilmiştir" (1:1-3; 22:7). 

Ana konular açıktır:

Yuhanna bunun İsa Mesih'in vahyi olduğunu, Tanrı'nın, yakın zamanda olması gereken olayları kendi kullarına göstermesi için İsa'ya bu vahyi verdiğini özellikle belirtir. Yuhanna'dan, gördüklerini, o anda olup bitenleri ve gelecekte olacakları yazması istenir. Kutsal Ruh ve melekler, ne yazması gerektiği konusunda onu yönlendirir.

Yuhanna, ilk yüzyılda Ege Bölgesi'nde oluşan yedi topluluğa yönelik özel bildirimler alır. Bildirimler, çeşitli buyruklar, övgüler, uyarılar ve vaatler içerir. Vahiy Kitabı İsa'ya ve Tanrı görkemine ilişkin görümler ve gökte yer alan tapınmadan sahneler de içerir. İsa'ya ve Tanrı'ya ait çeşitli unvanları sıralar.

Dünyanın uğrayacağı Tanrı gazabından ve Tanrı yargısından söz eder. İnsanlar bu yargıya aldırmaz, tövbe etmeye yanaşmazlar. Söz konusu yargı, yedi mühürün açılması, yedi borazanın çalınması ve Tanrı öfkesiyle dolu yedi tasın yeryüzüne boşaltılmasıyla gerçekleşir. 11:15-17'de, yedinci borazanın çalınmasıyla «Dünyanın egemenliği Rabbimiz'in ve Mesihi'nin oldu» deniyor. Ejderha, yani Şeytan, gökten yeryüzüne atılır . Kendisi ve yandaşları bir süre için sahip oldukları gücü sergilerler. Ne var ki, birer birer yenilgiye uğrarlar. «Babil» yıkılır, «canavar ve sahte peygamber» ve sonunda Şeytan «ateş gölüne atılır.»

Ölüler yaptıklarına göre yargılanır. Adları yaşam kitabında bulunanlar yeni bir göğe, yeni bir dünyaya kavuşur. Bundan böyle «Tanrı'nın konutu insanların arasındadır. Tanrı onların arasında yaşayacak. Onlar O'nun halkı olacaklar, Tanrı'nın kendisi de onların arasında bulunacak. Onların gözlerinden bütün yaşları silecek. Artık ölüm olmayacak. Artık ne yas, ne ağlayış, ne de ıstırap olacak» . Adları yaşam kitabında olmayanlar ateş gölüne atılır; ikinci ölüm budur .




EFESLİ MENANDER - TARİHÇİ  (MS.2.yy)  :
Fenike kralı Ethbaal/İthobaal, 
Fenikeliler/Tyre ve Yahudilerin tarihi:



*

AKHİSAR / THYATEIRA KAZISI :



*

ANADOLU'DA 7 KİLİSELER :


*

LYDIA OF THYTIRA :




*

JEZEBEL , ELİJAH, JEHU : begins with Ahab Reigns in Israel





BETTE DAVİS " JEZEBEL" FİLMİ :

1850’ler. Sevgilisi yakışıklı ve hırslı genç bankacı Preston Dillard’a kızan Julie Marsten, onu nişanlarının açıklanacağı ve New Orleans’ın önemli sosyal olaylarından biri olan Olympus Balosu’nda rezil etmeye niyetlidir. Evli olmayan kadınların baloda beyaz giymesi âdettendir; o ise kırmızı giyecektir. Ama oyunu geri teper: nişan bozulur ve Julie’nin elinde hüsranını hafifletmek üzere sadece aristokrat bir çapkın kalır.    link:



*

JEZEBEL : THE UNTOLD STORY OF THE BIBLE'S 
HARLOT QUEEN 
by Lesley Hazleton (book)

There is no woman with a worse reputation than Jezebel, the ancient queen who corrupted a nation and met one of the most gruesome fates in the Bible. Her name alone speaks of sexual decadence and promiscuity. But what if this version of her story, handed down to us through the ages, is merely the one her enemies wanted us to believe? What if Jezebel, far from being a conniving harlot, was, in fact, framed?

In this remarkable new biography, Lesley Hazleton shows exactly how the proud and courageous queen of Israel was vilified and made into the very embodiment of wanton wickedness by her political and religious enemies. Jezebel brings readers back to the source of the biblical story, a rich and dramatic saga featuring evil schemes and underhanded plots, war and treason, false gods and falser humans, and all with the fate of entire nations at stake. At its center are just one woman and one man—the sophisticated Queen Jezebel and the stark prophet Elijah. Their epic and ultimately tragic confrontation pits tolerance against righteousness, pragmatism against divine dictates, and liberalism against conservatism. It is, in other words, the original story of the unholy marriage of sex, politics, and religion, and it ends in one of the most chillingly brutal scenes in the entire Bible.

Here at last is the real story of the rise and fall of this legendary woman—a radically different portrait with startling contemporary resonance in a world mired once again in religious wars.



*

SADE "JEZEBEL" ŞARKISI :





KADINLARA !
_____________