22 Mart 2016 Salı

İskit kralı Sariakos ve Sarıq/Sarıg - Sarkınet - Sarkel






SARIAKOS, İskit Kralı
y. MÖ.180-150 - Trakya
BAΣIΛEΩΣ ΣAΡIAKOY (BASILEOS SARIAKOY)
IYI TAMGALI

"BASILEOS"
"Türklərin tarixi yaddaşı oyanır ! Qədimdə boy, budun, el başçılarına Elbəy, Elbaşı (Elbası) da deyərdilər. Yunanlar türklərdən eşitdiyi el-bası sanını alıb bas-il (eus) kimi işlədirdi."
Prof.Dr.Firudin Ağasıoğlu







SARI= Sarışın, Beyaz, Özbek Türkçesinde Sarıq, Orhon yazıtlarında Sarığ/Sarıg ; AK= Beyaz,Asil.






"Kür boyundaki en eski TÜRK şehirlerinden bu SARKİNE/SARKİNET (Sarıkınyurdu) adında, Bulgar-Kıpçak boy-oymak adlarındaki (Suvar'ın, Sub'ın, Bar'ın, Tab'ın, Şır'ın gibi urug ve boy, oymakların adlarında görülen) "ın" soneki almış "SARIK" adındaki boyu görmek mümkündür. 


Bugün Türkistan'da Kırgız oymağı "SARIG", Horasan'da Türkmen boyu "SARIK" ile, eski SAKA boyu "SARUK"un varlığı biliniyor. (A.Zeki V.Togan, Türkili/Türkistan ve Yakın Tarihi,1942-1947, İstanbul,s.71,73,87 h.,233-234). 


Kartvelolog (Gürciyatçı) M.Brosset, adı geçen eserin "Table des Matieres'inde (s.XXXIV), haklı olarak SARKİNE/SARKİNET için, "Türk Orbelyanlar tarafından yapılan kale" demektedir. Khazarlar'ın Tın/Don ırmağı ortasındaki son başkentlerinden "SARK-EL"e Ruslarca "Bela-Veza" (Ak/Akça Kale) (Akdes N.Kurat, Peçenek Tarihi,s.27,90) ve Araplarca El-Bayda (Akça/Beyaz) diye tercümesinin adını vermeleri "SARK" (sarık) sözünün Khazar türkçesinde "AK, AKÇA" anlamına geldiğini gösterse gerektir."



Prof.Dr.Fahrettin Kırzıoğlu
KIPÇAKLAR
Türk Tarih Kurumu,1992





SARKİNET GÖLÜ - YUSUFELİ / ARTVİN











Ortak Türkçe sarıg ~ sarık ~ sarıh > sarıh (~ sar) ‘sarı’, ‘soluk’, ‘sarı kızıl’, ‘sarışın’, ‘kızıl doru’ (at hakkında); ‘yumurtanın sarısı’, ‘safra’, ‘sarılık’ kelimesi; Çuv. sară ‘sarı’; şura, şora, şur, şor ‘beyaz’; Moğ. şar, Buryat. şara ‘sarı’, ‘sarışın’, ‘benekli (at)’ demektir.


Türk lehçelerinde sarıg, sarık, sarıh, sarı kelimesi de çok yaygın kullanılmaktadır:


1) Etnonimlerde: 

Sarı-Ķıpçaķ, Sarı-Uygur, Sarık (Türkmen kabilesi), Sarıhlar (Sagay kemiği); Altı Sarı, Ceti Sarı (Kırgız soyları). vb.


N. A. Aristov’un, etnonimlerin içinde yer alan sarı ‘kızıl sarı’, ‘sarışın’ kelimesinin Türklerin Dinlinlerle karıştığına işaret etmektedir diye bir tahmini vardır. “Saru kemiği (Bugularda serikey); yani sarı - Yenisey Kırgızlarda esas soyları teşkil eden kemiktir (ceti sarı, altı sarı). Aynı zamanda bütün Türk kavimleri tarafından kutsal sayıl-maktaydı, çünkü bu durum Türklerin Dinlinlerle yoğun karışımını göstermektedir”


2) Toponimlerde: Sarıagaç, Sarıkamış vb.

Volga nehrinde ünlü kent olan Saratov kentinin adı genelde Türkçe sarı taw ‘sarı ya da beyaz dağ’ kelimesine dayandırılırdı.. K. Menges’in görüşüne göre bu kabul edilemez. Çünkü buna iki delil engeldir: 

a) Rusçada orta hecede vurgunun bulunması – Sarátov, 

b) Sarı kelimesindeki /ı/ sesinin /a/ sesine dönüşmesi için herhangi bir fonetik sebebin olmayışıdır. Menges bu yer adını, Farsça sar ‘baş’, ‘başlangıç’ kelimesiyle açıklamıştır.


Ancak Saratov yer adının ilk unsuru Çuvaş Türkçesinde sară ‘sarı’ olduğunu düşü-nürsek, Menges’in itirazı kesinlikle geçersiz olur.


Eski zamanlarda bazı Türk lehçelerinde, örneğin Hazar Türkçesinde, belki de Bul-gar Türkçesinde de, sarı(g) kelimesi, sar biçiminde ‘beyaz’ anlamına geliyordu (aynı çağdaş Çuvaş Türkçesinde olduğu gibi, yukarıda bkz.). 


Hazar kalesinin adı da bunu kanıtlamaktadır: Sarkel < sar + kel (< Orta Farsça gil ‘ev’; Karşılaştırınız: Çuvaş Türkçesinde kil ‘ev’ demektir). “Kazar (yani; Hazar) dilinde Sarkel, Belgorod (Beyaz Kent) ile aynı anlamdadır”. 


Konstantin Bagryanorodnıy, Sarkel kelimesini Yunanca Aspron hospition ‘beyaz ev’ olarak tercüme etmiştir. Arapların coğrafi kaynaklarında bu kale, al-Beyda ‘Beyaz’, Rus vakanüvislerinde Belaya Veja; yani ‘Beyaz Kale’ olarak adlandı-rılmıştır. “… Don nehri kıyılarındaki eski Hazar kalesinin adı Sarkel (Beyaz Kale, We-isses Haus) Çuvaş Türkçesinde şura, şora ‘beyaz’… ve kil ‘ev’ kelimeleri ile anlatılmak-tadır; yani şir kil, şor kil ‘beyaz ev’”demektir.






"The grand fortress of Sarkel, located near the Don River, was built in the 830s by a joint team of Greek and Khazar architects. Its Turkic name, sar-kel, means "White Fortress", and was named this because the fortress' bricks were made of white limestone. Some of the bricks from the Sarkel site were decorated with Turkic tamgas (tribe symbols) 
or images of horses and armored riders." 
by Kevin Brook (more)










Sarkel kalesi, Hazarlar tarafından batı yönünden gelen düşmanlara karşı savunmak ve Hazarların batı ve kuzey-batı topraklarında zayıflamış pozisyonlarını kuvvetlen-dirmek için inşa edilmiştir.


Hazar devletinin başkenti, Volga nehrinin aşağı kesimlerinde yerleşen İtil şehri idi. Türkler bu şehre İtil ~ İdil ~ İdel ~ Etil ~ Edil ~ Atıl ‘büyük nehir’ derlerdi. İtil şehrinin üç (başka verilere göre iki) bölgesinden biri Saraşen ~ Sargış ~ Sarıgşın ~ Sarıgsin diye adlandırılırdı, “bu adın Arapça eşdeğeri al-Beyda - Beyaz (kent) olabilir”. İtil şehrinin bir bölgesinin adı iki kelimeden oluşmuştur 


(karşılaştırınız: Sar-kel): sar ‘beyaz’ + kü-çültme eki (-şen, -gış, -şın, -sin); yani ‘bembeyaz’ anlamına geliyor (karşılaştırınız: Arapça al-Beyda), bu da bize İtil kentinin bu bölgesinin batı tarafında yerleştiğini düşündürüyor.


Bütün bu söylenenlerden anlaşılıyor ki, aķ ve sar(ı) ‘beyaz’ kelimeleri kozmogonik kullanımda ‘batı (batıdaki)’ anlamında kullanılmaktadır.


O. Pritsak, Runik abidelerde geçen türk sir bodun kavim adını, “Die Weissen - d. h. die West-Türken)”; yani Beyaz veya Batıdaki Türkler olarak tercüme etmiştir. Bu açık-lama muhtemelen sar = sar ‘beyaz’  tahminine dayanmaktadır.


Sarıg Yugur (< Uygur) etnonimi içerisindeki sarı(g) kelimesi, aynı onun Moğolca eşdeğeri olan şira (Şira Yugur) gibi Çuvaş Türkçesi Şură, Şora ile karşılaştırmak gerekir, çünkü kuvvetli bir tahmine göre, Sarıg Yugurlar, Çuvaş Türkçesine yakın olan Türk dilini konuşuyorlardı ve Çin’in kuzey-batısında ikamet ediyorlardı (en azından XI. yy. itibaren), buna göre Sarıg Yugur etnonimi, “batıda yaşayan Uygurlar” anlamına gelebilir.


Çin kaynakları Sarıg Yugurları, “Sarışın Uygurlar” (sarıg kelimesinin en yaygın an-lamına istinaden) diye adlandırıyorlardı. Bu Rasonyi’ye göre onların damarlarında Hint-Germen kanının, Toharların kanının akmasıyla anlatılabilir; N. A. Aristov’un görüşü ile karşılaştırınız


Sarı kelimesi coğrafya adlarında da görülmektedir: Sarı ķum - Mahaçkale (Dağıs-tan) yakınındaki barkan kumlar; Sarı işikotrau - güney yönünden Balhaş gölüyle bitişen barkan kumlar; karşılaştırınız: aķ ķum.


Kazakistan yer adları araştırıcısı Ye. Koyçubayev, Kazak yer adlarındaki sar, sarı kelimesini ‘geniş’, ‘engin’, ‘ferah’ anlamlarıyla açıklamaktadır. Bilinen Türkçe söz-lüklerde bu anlam kaydedilmemiştir, oysa sarı dala tamlaması Budagov’da (I, 686) ‘uç-suz bucaksız bozkır’, Radloff’ta ‘kuru (susuz) bozkır’ (Radloff, IV, 319), Kırgız. sarı ta-laa ‘ıssız bozkır’, ‘çöl’ (Yudahin, 694); karşılaştırınız: sarı talaa 1) ‘sararmış bozkır’, 2) ‘sonbahar bozkırı’ (Yudahin, 637) olarak kayıtlıdır.


Bu kelime “büyük” anlamıyla Kırgız Türkçesinde sarı jol ‘büyük yük ya da büyük-baş hayvan geçirme yolu’ tamlamasında geçmektedir (ķara jol ‘tekerlekli araç yolu’ ise farklıdır) ; karşılaştırınız: mizdey sarı talaa ‘dümdüz ve geniş bozkır’; karşılaştırınız: Kırg. sarı şamal ‘soğuk rüzgar’ (belki de batı rüzgarıdır?!); Kazak. sarı ayaz ‘şiddetli soğuk’.




TÜRK LEHÇELERİNDE RENK ADLARININ SEMANTİĞİ* PDF
Andrey Nikolayeviç KONONOV **
(Çev. Reshide ADZHUMEROVA- Emine ATMACA)
Gazi Türkiyat, Güz 2015/17: 185-204

*Bu yazı, 1975 yılında Tyurkologiçeskiy Sbornik (Türkoloji Koleksiyonu) (Moskova, 1978, s. 159-179) adlı kitaptan alınmıştır.

**Andrey Nikolayeviç Kononov (27 Ekim 1906, Sankt Petersburg, Rusya - 30 Ekim 1986, Leningrad, Rusya, SSCB) Rus dil bilimci, Türkolog, SSCB Bilimler Akademisi üyesidir. 1930 yılında Leningrad Şarkiyat Enstitüsü (LŞE) Türkçe Bölümü'nü bitirdi. Barthold, Bertels, Dmitriyev, Malov, Samoyloviç gibi büyük Türkologlardan ders aldı. 1932-1938 yıllarında Türk dili dersleri verdi, 1933-1936 yılları arasında LŞE'de yüksek lisans yaptı. 1934-1981 yılları arasında Leningrad Devlet Üniversi-tesi (LDÜ) Şarkiyat Fakültesi Türk Filolojisi Bölümü'nde öğretim üyeliği yaptı. 1949-1972 yılları arasında aynı bölümde Bölüm Başkanlığı'nı yürüttü. 1938 yılından hayatının sonunda kadar SSCB Bilimler Akademisi Şarkiyat Enstitüsü Leningrad Şubesi'nde çalıştı.








SARİAKOS, King of Scythia. 
ca 180-150 BC - Trace
Head of Herakles right, wearing lion's skin headdress; 
BAΣIΛEΩΣ ΣAΡIAKOY (BASILEOS SARIAKOY)
Bow, quiver and grain ear.

SARİAKOS, King of Scythia. ca 180-150 BC. 
Diademed head of bearded Sariakos
BAΣI [BASI (Başı)] ΣAΡI (SARI)

"Sarı" = Turkish of etymology, means Yellow/also use for Blond=Sarışın; Sarıq (still in Uzbek Turkish) Sarığ/Sarıg (in Orkhun insription); "Ak" = White, noble

Sariakos = Sari+ak ; or ; Sariag = White/Blond Noble
and +os is just additional in Greek.

Basi = Başı (Head in Tr. used here as a title "Head of his people")
monogramm IYI between quiver and grain-ear.

ONE OF THE OGHUZ (TURKISH) TRIBE SYMBOL




Of course they can not explain the words, because they don't look into Turkish language!



Turkish Tamga



The Kayi tribe tamga on a tombstone in Shahidgah in Sheikh Safi al-Din Khānegāh and Shrine Ensemble - Ardabil, Azerbaijan