3 Ekim 2015 Cumartesi

GELENOS TÜRKLERİ







Herkül genellikle yılan yok edici olarak temsil edilmesine rağmen , Herkül'ün ortanca oğlunun adı Gelon'dur (Glenus/Gelonos, Hesiod'a göre Deianeira'dan olma, bazı kaynaklarda ise Echidna'dan olma) ve Gelonos İskitlerin Yılan Boyu'dur. Türkçede Jelon-Jylan-Ilan-Uran olarak ta geçer.


"...birincisinin adı AGATHYRSOS, sonrakinin GELONOS, en küçüğünün SKYTHES..." Heredot,ıv,10




(AGATHYRSOS, yani AĞAÇERİ TÜRKLERİNİ daha önce paylaşmıştım)










"II.Binyılın birinci yarımına ait yazılı kaynakların tümünde, Sır-Derya'nın orta akımı ile, Karatav'ın kuzeybatı, batı ve güneybatı eteklerinde bazı yerlerin adlarının "yılan" kelimesiyle bağlantılı olduğuna dair bilgiler vardır....


"Kimakların tanrısı,nehrin sahibi Ejderhadır...Don Kıpçaklarını yöneten Şarukan hanedanı yılan kabilelerinden (Kimak-Uran-Kay-Urankay) inme idi...


"Zmiyev bölgesinde 12.yüzyıla ait bir harabenin bulunması, Zmiev'in de adına nazaran bir Poloves (Kıpçak) yerleşim birimi olması hasebiyle, oldukça dikkat çekicidir. Zmey (yılan,ejderha) kelimesinden gelen şehir adı onu Poloves-Kıpçaklara bağlamaktadır." "... Sanırım Poloveslere ait Şarukan şehri Harkov bölgesindeki Zmiev şehriyle özdeşleştirilebilir ve kaldı ki Rus tarihi coğrafyası konusunda uzman olan kişiler sözü edilen Poloves şehrini bu bölgeye yerleştirmektedirler."


"Şarukan şehrinin Zmiev oykonimi ile karşılaştırılmasının, Türkçede Ejderha anlamına gelen Kıpçak şahıs adı Şarukan'ın etimolojisiyle ilgisi vardır. K.G.Menges bu konuda şöyle diyor: "Şarukan, Macarca sarkan (sarkanu) veya 'ejderha' anlamına gelen eski Macarca şeklinden gelmektedir."


"Sözcüğe ilk defa 1193 yılında rastlanmaktadır. Poppe, Macarca sarkan'ı Türkçe Kırım Tatarcası ve Kumancadaki 'sazayan' yani 'ejderha' sözcüğü ile karşılaştırarak, "bu sözcük ilk başlarda 'büyük ruh' veya totem hayvanı olarak kabul edilen 'ejderha' anlamındaydı." demektedir. Bilindiği gibi özellikle ejderha ve onun baş hipostası yılan, Kimakların 9.yy-10.yy'da Kazakistan bozkırlarında siyasi hakimiyet kurdukları dönemde totem hayvanlarıydı. Aynı kelime Türkçede 'Uran', Moğolcada 'Kay' ile karşılanmaktadır."


"VIII.yüzyıla ait T'ang-hui adlı bir kaynağın - tebaa beyliklerin atlarının tamgaları bölümünde Kay kabilesinin yılan şekilli tamgası da yer almaktadır...ve görüldüğü gibi Kaylar Doğu Kazakistan'da yılan halkı olarak karşımıza çıkar."


"Bazı Arap-Fars yazarlarının İrtiş havzasında Kimak adıyla tanıdığı bu halk, ilk defa Tamin ibn Bahr'ın 11.yüzyıl başlarında sözünü ettiği Kuzey doğu Moğolistan bölgesinden göç ederek ortaya çıkmıştır."


"Reşidüddin'de : On nehir boyunda yaşayanlara On-Uygur..dokuz nehrin bulunduğu Kamlancu'da yaşayanlara Lun, Utikan nehri boyunca yaşayan on (kabileye) Kumuk-Atıkuz denirdi."


"Lun, ejderha ve yılan kelimesinin Çince karşılığıdır. Takvimin beşinci yılının adı ejderha (çince Lun) yılıdır. Türk dilli halklar ejderhaya paralel olarak balıkyılı da derler. Tacikler ve Persler ise timsah yılı derler. (Farsça Neheng, nak)."


"Utikan nehri boyunca yaşayan Kumuk-Atıkuz halkının yanında , Kaşgarlı Kay, Burini Kumak adıyla 11.yüzyılda İrtiş nehri boyunda rastlandığı yazar."


"Çin kaynaklarında geçen Si halkı da Qay Kay halkıyla aynıdır, tamgasıda yılandır. Amur nehrine Çinliler Heylungiyan (kara ejderha nehri : giyan kelimesine dikkat!-SB) der. Kay'da zaten yılan demektir."


"Yılan halkı dediğimiz Kimaklar, Merkezi Asya bozkırlarından getirdikleri zati adlarıyla hem Rus yazılı kaynaklarında, hem de yer adlarında yer almışlardır. Örneğin eski Rus vakayinamelerinde 'Kayepiçi' adında bir kabileden söz edilmektedir. Kelimenin yapısı son derece açık. K.G.Menges şöyle diyor:"bu kelime -'iç' yalın halinin çoğul şeklidir ve iki sözcükten oluşmaktadır. Sözcüğün ikinci kısmı opa/apo 'baba'dır. Birinci kısmı kabile adı Kay (Kaşgarlı'da) veya Marquart'ın okuyuşuna göre Qayı'dır." "


"Kimak kabilelerinin Don Kıpçaklarının topraklarına gelmiş olduklarının bir diğer izi, Şarukan şehriyle özdeşleştirilen Gaydarı yer adıdır. Şarukan-han'ın anısına Şarukan adı verilen şehrin bazı vakayinatme kayıtlarında, örneğin Triytskaya vakayinamesinde, Pletnieva'nın haklı uyarısına binaen yine yılanla bağlantılı olarak görebileceğimiz Çeşuyev olarak geçmesi dikkat çekicidir."


"Gördüğümüz gibi kesinlikle Poloves-Kıpçaklara ait olan Şarukan'ın Çeşuyev, Gaydarı ve Zmiev gibi varyantları, dilbilimsel açıdan Yılan teriminin farklı ifade şekilleridir."


"Başında en az 150 yıl Şarukan ailesinin veya bizim görüşümüze göre Ejderha Hanedanının (ki adını hanedan kurucusu şahsın adından almıştır) yahut II.Binyıl başlarında Avrasya bozkırlarındaki olayların etnik yönden yalnızca Kimak kabileleriyle bağlantılı olduğunu bilen vakayiname yazarlarına göre Yılan Kabilelerinin bulunduğu şehrin Don Kıpçaklarına ait olduğu gerçeğinden hareketle, Don Kıpçaklarını hanlarının "Ejderha" - Kimak (Uran-Kay) halkından inme olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz."


"Kimakların başlangıçta Moğol dilli halklara mensup olduklarını, bilhare hızlı bir şekilde Türkleştiklerini, bunun da yaklaşık olarak 300 yıllık bir süreç dahilinde Kazakistan topraklarında Türkçe konuşan Kıpçak-Yemek ortamında gerçekleştiğini belirtmek gerek."


Aşağı yukarı tüm Türkçe sözcüklerde cilan, yılan sözcüğü vardır. Kazakistan'da Cılan adlı etnik bir grubun bulunduğu, Başkurt Kıpçaklarının bir boyunun adının da Yelan olduğu biliniyor. Dolayısıyla Moğolcadaki Kay adının dışında yılan kabilesini yani Kimakları işaret eden, ama bugünkü Türk dillerinde kullanılmayan başka bir kelime daha vardır : Uran. Uran kelimesinin yılan, engerek yılanı anlamında olduğunu gördük. Tuvalıların ongonlarından birinin yılanın tabulaştırılmış adı iren - alacalı olduğunu da kaydetmek gerekir.


Kıpçaklar- Sercan M.Ahincanov
Selenge Yayınları








Türkic folks - Kayi and Gelons - N.Kisamov / link




KAY-QAY - KAYI - I.Y.I.


Turkish term "Tamga" is a property mark, a necessity when your property has four legs and is grazing in unfenced pastures, hundreds and thousands of them commingling with other hundreds and thousands belonging to hundreds of families that live together and exploit the same grazing range.

Tamgas were the most precious possession of a tribe, clan, or individual, they were heirloom and heritage, and they carried a great legal significance, like today's family name.

Marked on carpets, artifacts, animals, branding horses, gravestones Taşbaba (stone statues-leader himself), Balbals (stone statues of enemies) and stone/wooden monuments over the burial kurgans (tumulus, barrows, burial mounds).

Accordingly, an unjustified use of tamga, by a person ineligible for tamgas, or use of another person tamga was classed as a most grave crime, and persecuted accordingly. All the places were the Turkish peoples went, you can see a Tamga of a family or tribe and these conventions are still observed in the societies which practice the tamga traditions.

And I.Y.I. tamga belongs to Oghuz tribe KAYI.


SB

*

Roman kings with pride remembered their Trojan ancestry . Julius Caesar bore the name Yul, the son of Eney, a Trojan commander, who led the Trojan immigrants to Italy . Numerous Roman names of Trojan origin appear to be old Turkic.

Yul, for instance, is the same Turkic Yul, used by the Tatars and Bashkirs as a personal name . Yul and other Trojan personal names are usually interpreted on the basis of Latin or Greek appellatives, which is not logical at all. For instance, Julius (Yul) is referred to the Greek word ioulos «curly-headed» .

It is not logical, because the Trojans, known to have been neither Roman nor Greek by origin, could not have had Roman or Greek names during that period. They had settled these lands before the Greeks. What is more, the Romans and Greeks did not themselves have analogical names. Caesar (kesar), applied as a cognomen to Roman emperors, could have been related to the old Turkic kezer («leader», «hero»), used to denote a high title]. It may be a cognate of the Kirghizian kaysar («brave», «strong», «courageous» whose semantics permits its transformation into a higher title.

The first component (Gay) of the name of Gayus Julius Caesar, the Roman dictator, is comparable with the old Turkic Gay - a tribal name belonging to the Turkic tribe Oghuz and with Kay, a Kipchak tribal name. Transformation of a tribal or dynastical name into the names of persons is common for the anthroponomy of all peoples.....

Chingiz Garasharly
BAKÜ 2011 - Professor, Doctor of Philological sciences


*


"Virgil in his "Aeneid" says, founders of the ancient Rome city are Etruscan (Romulus and Remus), to be the descendants of Aneas of Troy. Rome's famous Emperor is connected with Gaius tribe (Gay-Kay-Qay-Kayı). Julius Caesar first speech in the Senate is" I'm a nobleman, I'm the son of Aneas of Troy" and presented itself."

Prof.Dr.Firudin Agasıoglu Celilov.


*


The mobile nomadic society with mobile property can't survive without codified means to identify and authenticate property. Such identification is provided by tamgas. Systematic historical cataloguing of Türkic tribal tamgas is documented from the 8th c. on, the tamga markings and whole “tamga encyclopedias” are registered across Eurasia, most of the Türkic nations, and only the Türkic nations have retained their historical tamgas, some peoples preserved their tamgas to a clan and family level.

Archeologists specifically identify the ancient tamgas with the Eurasian nomadic pastoralists, and among the Türkic people this trait has survived through the Christian and Islamic periods, while the Indo-Iranians, Indians, non-Türkic Persians, and Brahmans have no historical recollection of the tamgas in their past. Specialists figured out the development of tamgas between branches and generations, making tamgas a tracing tool. The traditional Scythian territories of Crimea and Dobruja are notable for the wealth of their tamgas.

As with the elite burials, tamgas among the other ethnicities are either cultural borrowings (some recorded dynastic tamgas), or they are arbitrarily ascribed to nations without a thread of documented evidence (e.g. “Iranian-lingual”). Unfortunately, explorations of uncultured archeologists wiped out most of the unknown “primitive” markings from the pages of history, some of the greatest discoveries were saved by a chance encounter of a learned professional.

Gelon: Gilani, Gilaki in Iran, Kaitak in the Caucasus, also a component of Kumyks, Kayı in Turkey, Uran and Uryankhai in Dzungaria. Gelon is one of the two Scythian tribes that can be traced in literary sources from the 6th c. BC to the present. Gelon branch Kayi is one of the most prominent Türkic tribes, they were an “old dynastic” maternal tribe of the Eastern Huns and nucleus of the future Ottoman Empire.

N. Kisamov




"The last antique players to the scene come the Savirs, who in the 5th. c. arrive from the north, and in 7th c. take over control over the Aghuanians, Masguts, and Kayı Huns, but leave the Azeris of Sacasene, and Gilans of Hyrcania to the expanding Arabs. " Qahraman Gumbatov - From Arran to Altai





*



We do know also that "ACATZİRİ" - "AGATHYRSİ" "AGATHYRSOS" (Turkish tribe called Ağaçeri-Tree people) Scythian and Hun tribe was, and lived in the Balkan peninsula/Tracia. Heredotus write that, Agathyrsos, Gelonos and Skythes was the son of Hercules. Agathyros, brother of Gelonos, both of them lived in Macedonia in ancient times and that can give us maybe the answer about the Macedonian coin with IYI. 


SB









Aeneid - Virgil






12.yy'da Mervli Şeref ez-Zaman Tahir Mervezi: "Onlar (Türkler) arasında Kun denilen bir kabile grubu vardır. Bunlar, Kıta-han'dan çekindiklerinden, Kıtay topraklarına göç ederek geldiler. Nesturi Hıristiyanlardılar. Meraların yetmezliği yüzünden bulundukları toprakları terketmişlerdi. Harezmşah İkinci ibni Koçkar onlardandı. Kunlar'ın arkasından Kayı denilen bir halk geldi. Bunlar, Kunlar'dan daha kalabalık ve daha güçlüydüler. Böylece onlar, Kunlar'ı bu meralardan sürdüler. Kunlar'da Şarılar'ın topraklarına göç ettiler. Şarılarsa, Türkmen topraklarına gittiler."


11.yüzyıl Ermeni tarihçi Urfalı Mateos eserinde, Ejderha halkı'nın (Kayıların tamgası ejderha idi) Sarılar'a, yani Şarılar'a saldırdığından bahsetmektedir.


Türk'ün Üç Bin Yılı
Selenge Yayınları












Herakles ile evli yılan bacaklı tanrıça, İskit panteonunda APİ ile tanımlanır. 

APİ, İskitlerin atası olan Targitaos / Targitay'ın  annesi, ve Papaios'un da eşidir. Api bitkileri ve hayat ağacını temsil eder, yılanlar ve bitkiler yeraltı ve üstünde yaşabilir, ikiside kendisini yeniler. Bu durum "yeniden doğuş"u "yaşam ile ölüm"ü, yani "ölümsüzlüğü" simgeler.


APİ, başının her iki yanında veya iki elinde Teke tutar ve "Teke" Göktürklerin hanedanlık simgesi olması gibi, bazı Türk boylarında da  yılan simge olarak kullanılır.
APİ, Türkçede "Büyük Abla" "Büyük Hala" "Ana" anlamına gelir.

İskitlerin atası olan Targitaos'un babası Papaios'ta "Baba"dır, Çuvaş Türkçesinde BABAY denir. Hani Papa hint-avrupa bir kelime idi? :)

Papaios'un Yunan mitolojisindeki karşılığı Zeus'tur. İskitlerin tanrısı Sabazios'tan da türetilmiş olabilir. Çünkü, Gökyüzünde gezen Gökbaba'dır, tıpkı Papaios'un Gökbaba olması gibi, ve sürekli at sırtında yaşayan "Göçebe Atlı" olarak anılır, aynı zamanda arpa ve bira tanrısıdır, insanlara tarımı öğretmiştir. Dionysos'ta Sabazios'tan türetilmiştir.  İskit efsanesinde; "Targitaos'un üç oğlu vardır; Lipoksais, Arpoksios ve Koloksais. Gökten altından dört eşya düşer; Saban (pulluk), boyunduruk, kupa, balta (kılıç) ...."  buradaki Saban bir Türk boyunun adıdır, Savar, Suvar, Sibir diğer adlarıdır. Çuvaşların da atasıdır. Eğer Çuvaş akademisyeni "Oğuzlar milattan önce binlerde ikiye ayrıldı, Oğuz-Ogur diye" derse, o zaman Göktürklerin, İskitlerin, Hunların, Çuvaşların, Bulgarların ecdadı tek bir Ata'ya çıkar.   Buradaki eşyaların hepsini Türk Taşbabalarında görmek mümkündür, tıpkı İskit Taşbabalarında veya Hakkari Taşstellerinde gördüğümüz gibi....


Herkül'ün de eşi yarı yılan yarı insan değil midir? Ve onlar da,  AGATHYRSOS (Ağaçeri), GELONOS (Yılan) ve SKYTHES (İskit)'in ebeveynleri değil midir?

Ya da, Targitaos’un oğulları Leipoxais, Arpoxais ve Kolaxais diye geçmez mi?
Tar kelimesi de Türk'ün kök kelimesi olarak kabul edilmemiş miydi?
Diğer yandan da, "Leipoxais"; Tomris'in Atası olan   "Alpoksay", "Alpamış" veya "Alp Er Tonga"'dır.

İskit Türklerinde saygın olan diğer büyük tanrıça ise TABİTİ'dir. Doğa Ana" olarak Roma ve Yunan panteonuna girmiştir. Tabiti-Tabiat / Nature-Doğa....

Adem ile Havva'nın da yılanla bir macerası vardır. Havva Adem'e bir meyve verir ve çıplakları ortaya çıkar, günahtır !.. Baksen....Bence bu hikaye daha sonradan değiştirilmiş ve yılan şeytan ile özdeşleştirilmiştir. Anaerkil'in ele geçirilişidir....Çünkü, Samiler de "Kadının Yeri Yoktur"....

Bilgemiş'in yılanla olan macerasında, ölümsüz otunun yılan tarafından yenilmesi anlatılır. Aynen APİ'nin hayat ağacı olması gibi "yeniden doğuşu" yani ölümsüzlüğü temsil eder. Api'de yarı yılan yarı insan olarak temsil edilmemiş miydi?

Bilgemiş'te, Herkül, Alpamış, Köroğlu ve Bilge Kağan'ın destanı ile paralellik gösterir. 

Şahmeran nereden geldi sanıyorsunuz? Farslılardan mı? Hadi canım !..
"Erbüke" "İşbüke", Türk halk inancında yarı insan yarı yılan "Yılan Ana" "Yılan Ata" (Şahmaran) olarak adlandırılır.  Er “insan”,  Büke “ejderha, yılan” dır.

;)
SB





"The snake-legged goddess married with Heracles , is identified with Api of the Scythian pantheon.  Api is Papaios's wife, mother of Targitaos/Targitay, ancestor of the Scythians. Api represents plants and life of tree, snakes and plants can live under and aboveground, both renews itself. This situation represnts a rebirth, life and death. Api holds goats, coat of arms of the Gokturks. Api means in Turkish "bigsister"

The Scythians esteemed also other great female deity - Tabiti."  It is  accepted in Roman and Greek pantheon as mother Nature. Which Tabiti is Tabiat, meaning is Nature. Tabiti-Tabiat / Nature-Doğa.


Adam and Eve has an adventure with the snake.  Eve gives a "fruit" and their naked revealed, it's a sin!.. Wauv...I think, this story is later changed, snake is been associated with the evil. Matriarchy is conquered....Because,  in Samian culture "Woman Has No Place".

Bilgemish (Gilgamesh, for many years, and still, misreading, Bilgemish means Wiseman in Turkish, and "Gilgamesh was a wiseman!), adventure with the snake; snake eats the immortal herb. Just like the tree of life, which was associated with APİ, represents "rebirth", immortality. Was APİ not represented in half-human half-snake ?


Where do you think that Shahmaran story come from? From the Persians? Come now !..
"Erbüke", "İşbüke" is a half-human half-snake in Turkish folk beliefs, it is "Snake Mother" or "Snake Father" (Shahmaran). "Er" means "Human", "Büke" means "Dragon, snake".

;)
SB














GELONOS TÜRKLERİ
__________________





Ek: