2 Nisan 2015 Perşembe

EGE VE ANAERKİLLİK






Karia'lılar ve Leleg'ler



Gerek Karia'lılar, gerek Leleg'ler Anadolu kıyılarında yaşıyorlardı. Aralarında pek belirgin bir ayrım yoktur. Herodotos, Leleg'leri, eski budunsal adı koruyan Karia'lıların bir kolu olarak görmektedir. Leleglerin, Karia'lılarca köleleştirilen ayrı bir halk olduğu ve ilk başlarda Samos ve Khios adalarında yaşadığı yolunda görüşler de vardı. Tarihsel dönemde, Leleg'ler artık bir anı olmaktan öteye geçemezken, Karia'lılar kendi adlarını taşıyan ülkenin Yunanlı olmayan sakinleri olarak herkesçe bilinmekteydiler.


Karia'daki başlıca Yunan yerleşim merkezi, Herodotos'un doğum yeri olan Halikamassos'du. Tarihçi Herodotos'un kendisinin de Karia'lıların soyundan gelmesi olasıydı, çünkü babasının adı Lykses, amcasının adıysa Panyasis'di; bunlar, Yunan adları değildir. Gerçi Yunan etkisine Lykia'hlardan daha açıktılar ama, Karia'lılar da kendi dillerini ve kültürlerini korudular. Sanırız, Herodotos onları iyi tanıyordu; Lykia'lıların anaerkil toplumunun başka hiçbir budunda görülmediğini söylediğine bakılırsa, onun zamanında Karia'lılarda babayanlılık egemendi. Ancak, burada bile, yanılma payı bırakmakta yarar var.


Karia'lıların en ünlü kralı, dördüncü yüzyılda hüküm sürmüş olan Mausolos'du. Mausolos'un karısıysa, kız kardeşi Artemisia'ydı. İdrieus ve Piksodaros adlı iki de erkek kardeşi vardı Mausolos'un. İdrieus da başka bir kız kardeşiyle, Ada'yla evliydi. Mausolos çocuğu olmadan ölünce, anısına ünlü Mausoleum'u yaptıran Artemisia geçti yerine.


Daha sonra, Artemisia'mn yerini İdrieus, İdrieus'un yerini de Ada aldı. Ada ise, Perslere boyun eğen, krallığı kızıyla evlenen Pers satrabına bırakan Piksodaros tarafından tahttan indirildi, en sonunda Satrap da, Ada'nın isteği üzerine Büyük İskender tarafından tahttan indirildi, böylelikle Ada bir kez daha kendi hakkıyla başa geçti. Herodotos'dan yüz yıl sonra, Karia hanedanının, firavunlarla aynı anaerkil içten evlenme kuralına uyduğunu görüyoruz.


Herodotos'dan, doğum yeri Halikarnassos'un, Pers Savaşı sırasında adının Artemisia olduğuna bakılırsa aynı hanedandan gelen Karialı bir kraliçenin yönetiminde olduğunu öğreniyoruz. Bu kraliçenin annesi Giritliydi; babasının adıysa "Lygdamis'"di.*


Kocası ölmüştü, ama yetişkin bir oğlu olmasına karşın, "girişken ruhu, erkekçe korkusuzluğuyla" tiranlığı kendisi yönetmekteydi. Kserkses Yunanistan'ı istilâ ettiğinde, Artemisia kendi komutasında beş savaş gemisiyle ona katıldı. Salamis Savaşı'nda, Pers bozgunu başladığında, Artemisia'nın gemisinin ardına bir Atina gemisi takıldı, ama Artemisia ustaca bir dönüşle Pers gemilerinden birine bindirerek kendini kurtardı. Atinalılar Artemisia'nm kendi saflarına geçtiğini sanarak onu kovalamaktan vazgeçtiler.


Perslere gelince, onlar da Artemisia'nın gemisinin bindirdiği geminin bir düşman gemisi olduğunu sandılar; savaşı kıyıdan izleyen ve kendi amirallerinin başarısızlığına öfkelenen Kserkses şöyle dedi: "Erkekler bugün kadın gibi, kadınlar da erkek gibi davrandılar." Bu olayın belki de asıl ilginç yanı, olup bitenlere Atina gemilerinden birinde tanık olan bir oyun yazarının, erkekçe korkusuzluğuyla Artemisia'yı bile geride bırakacak büyük bir oyun kişisi yaratacak olmasıydı. Miletos'u ele geçiren İon'lar, ana-babalarını öldürdükleri Karia'lı kadınları aldılar.


Gel gör ki, bu kıyımdan dolayı Karia'lı kadınlar, yeni kocalarıyla birlikte yemeğe oturmamaya, kocalarının adını anmamaya ant içtiler. Bu da, koloninin ilk dönemlerinde, kadınların kendi yerli düzenlerini bir ölçüde koruduğunu gösteriyor.


ve Ege'nin Anaerkil Halkları
George Thomson
Tarih Öncesi Ege






Artemisia II ve Kral Mausolos ; 
Halikarnos Mozolesini yaptırtan kraliçe.









Truva Savaşından sonra gelen kolonilerden Androklos, Efes'e ayak bastıktan sonra  Karialılar ile Lelegleri kovmuştur. Bu durumda Efes ve çevresinin Yunanlılar ile hiç bir ilgisinin olmadığı ortaya çıkar. Çünkü Ege, Yunan kolonileri gelmeden öncede, burada varlığını sürdürüyordu.














* ek: 
Kimmerler
Lygdamis = Lygdamme = Tugdamme






MÖ.7.yy'da Kral Lygdamis komutasındaki 
Kimmerler'in işgali - Efes Müze

Açıklamaya şunu ekleyememişler......!
"Kaynaklarda geçen Lygdamis'in 
Türkçedeki karşılığı Tugdamme (Toktamış) 'dir ve Kimmerler Türk'tür."









I.Asurbanipal zamanında Asur-Kimmer temasları : 
Ninive metninde: (st. 146) 

m Tug-dam-me[i] LUGAL KUR 
Sak-a-a-u Gu-tu-um ki muş-tar-[hu] şa pa-lah [DİNGİR.MEŞ] la i-du-u.




Asurbanipal'ın karşısındaki diğer kişi Elam kralı Teumman'dır. Asya Hun Türklerinin atası Teoman'da onun adını taşır.....



KİMMER'LERİN ANADOLU'YA GİRİŞLERİ VE M.Ö.7 NCİ YÜZYILDA ASUR DEVLETiNİN 
Dr. KADRİYE TANSUĞ
Sumeroloji Asistanı






KAPADOKYA’DA KİMMERLER - Yrd.Doç.Dr.Hacı ÇOBAN / pdf


Atlı kavimler zümresinden Türklerin ilk çağlardan itibaren yaşadıkları coğrafyadan göçlerle dünyanın çeşitli bölgelerine yayıldıkları anlaşılmaktadır. Anadolu coğrafyası da Türklerin göçlerle gelip yerleştiği önemli yerlerden biri olmuştur. Eski Çağ ve Orta Çağ’da yapılan ve dünya tarihi içinde önemli bir yeri olan göç hareketleri Türk toplulukları için karakteristik olaylardır. Türk kavimlerinin göç ederek yeni yurtlar edinmelerinin M.Ö. ve M. S. olmak üzere çeşitli zaman aralıklarında yapıldığı anlaşılmaktadır. 

M.Ö. birinci binyılda göç hareketlerinde bulunan atlı göçebe kavimler zümresi içinde Kimmerler ve İskitler önemli bir yere sahiptir. Atlı göçebelik sayesinde hareketli hayat süren bu kavimlerin yaşantılarındaki ve kültürel kalıntılarındaki benzerlikler sayesinde birbirinden ayrılmaları çok zor olmaktadır. Karadeniz’in kuzeyinden hareketle birbirlerini takip ederek her iki kavim de Anadolu’ya göç etmiştir. 

Bu kavimler; Doğudan Batıya doğru Anadolu’da yaşayan birçok kavimle mücadeleler yapmışlar, mücadele ettikleri kavimlerin yazılı belgelerinde çeşitli izler ve deliller bırakmışlardır. Urartulular, Asurlular, Geç Hitit Şehir devletlerinden en başta Tabal Krallığı olmak üzere Melitene ve Que Krallıkları, Frigler ve Lidyalıların bıraktığı yazılı ve arkeolojik veriler bu deliller içerisinde yer almaktadır. Kendilerine ait yazılı belgeler bırakmamış olmalarına rağmen Arkeolojik kalıntılar yanında ilişkilerde bulundukları kavimlerin yazılı tarihlerinde verdikleri çivi yazılı belgelerden çıkarılan sonuçlara göre Kimmerler adı ile bilinen atlı göçebe bozkır kavminin Kapadokya bölgesini de içine alan Orta Anadolu’da teşkilatlı bir yapı oluşturarak hâkimiyet kurduklarını gösteren deliller de tespit edilmiştir. 


Bu çalışmamızda Kimmerler hakkında komşu kavimlerin verdiği bilgilerden ve bölgede ele geçen arkeolojik kalıntılardan hareketle Kapadokya bölgesindeki Kimmer varlığı hakkında bilgiler verilecektir.




ve:
Gordion (Yassıhöyük) kazılarında Kimmer Türklerine ait yazıtların bulunduğu bilgisi ;

..."This end wall was exceptional in that there were incised marks on the interior face: () on the tpmost beam, at the soutwest end, cut clearly and visible after: () on the same beam, at the northeast end, a plain vertical stroke cut in a rough surface which may have concealed additioanl hastae, () on the third bearn down, at the northeast end. It is to be noted that all these letters, (hardly proper carpenter's marks if visible after fitting) were used in the PRE-KIMMERIAN INSCRIPTIONS FOUND IN TUMULUS MM."....

THE GORDION EXCAVATIONS 1950-1973
FINAL REPORTS VOLUME II
THE LESSER PHRYGIAN TUMULI , Part I
TUMULUS KY - HORSE BURIALS

Rodney Stuart Young (Archaeologist)




* * *


"Assyrian sources who call kimmers “gamira” tell about them Manna, I mean as inhabitants of Azerbaijan and tell the name of their ruler Tuqdammen (Tokhtamish). (8.327-219)

Due to the thoughts spread in Russian and some European scientific literature, that nation was Iranian language nation (9.239-241). But irrefutable facts proof that this is wrong and kimmers were Turkish language nation. 

In this case the information given by the early middle Ages historian Procophia is peerless: “… After Saginq many hun tribes who were mostly in the country arranged in the territory from Meotiy bog to the place where Tanais River fell into bog. These nations were called kimmer in the past, now they are called utigur” (10.20; 13.96-97)

As you see from the information given by Procophy, Hun turks, also Utigurs which is the branch of Huns were called kimmer in past. It means that, antique authors did not have doubts that the kimmers were Turkish."




Prof.Dr.Bahtiyar Tuncay - link