8 Temmuz 2014 Salı

İSKİTLER / SAKALAR










İskitler / Prof. Dr. Abdülhaluk Çay - Doç. Dr. İlhami Durmuş [s.575-596] 

Asurlular, Mezopotamya‟nın kuzeyine yerleşmeleriyle Anadolu, Kafkasya ve İran‟da bulunan kavimlerle tanışma imkanı bulmuştur. Asurlular İskitlerle de tanışmıştır. Asur kaynaklarında İskitlerin adına, ilk kez Asur imparatorlarından Mısır fatihi Asarhaddon‟un (M.„. 680-668) devrine ait vesikada “Gimirrai”lerden ve “Aşguzal”lerden bahsedilmektedir.  

ǁivi yazılı metinlerde geçen bu kavimlerden  “Gimirrai”lerin Kimmerler ve “Aşguzai”lerin de İskitler olduğu kabul edilmektedir. Bu vesikaya gôre, Asur İmparatoru Asarhaddon, imparatorluğun kuzey ve kuzeydoğu hudutlarını tehdit eden Kimmer ve Mannaların saldırılarını bertaraf etmek amacıyla İskit Kralı Bartatua ile anlaşmak yolunu tercih etmiş ve ona kızını vererek, İskitlerin adı geçen kavimlere karşı savaşmasını sağlamıştır. 

Pers kaynaklarında da İskitlerin adına rastlanmaktadır. Bu kaynaklarda İskitlerden “Saka” olarak bahsedilmektedir

...




Ön Asya Dünyasında İlk Türkler: Kimmerler ve İskitler 
Prof. Dr. M. Taner Tarhan 


Kimmerler ve İskitler Eskiçağ‟daki “Türk Kültür Tarihi”nin, daha genel bir deyişle de “Millî Tarihimiz”in ilk temsilcileridir. Çünkü, Eskiçağ ve devamındaki çeşitli yazılı kaynaklardan edindiğimiz bilgilerin ışığı altında ve bu bilgileri doğrulayan, zenginleştiren muhteşem arkeolojik bulgular yardımıyla, adları günümüze kadar ulaşmış olan ilk Türkler ve ilk Türk Devletleridir. 

Onların ôyküsü “tarihî gerçekler” olarak, bir anlamda -çok uzun süreli- Eskiçağ‟daki “Türk Dünyası”nın ôyküsüdür. Her ne sebeple olursa olsun, inkaˆrı mümkün olmayan gerçekleri vurgulamak için “İlk Türkler” başlığını ôzelliğini ôzellikle kullandığımızı, ôncelikle ifaˆde etmek isteriz. 



...




Sakalar / Prof. Dr. Igor Vasilyeviç P’yankov 

Sakaların gerçekten de, Ahamenilerden ônce, İran dünyasının kuzey doğusunda ônemli güç oldukları Heredot‟un (I, 153, s. VII, 9) sôzleriyle de tespit edilebilir; Pers hükümdarı için bu bôlgede başlıca engel “Baktriya halkı ve Sakalardı”, onlara karşı Kir kendisi yürüyüş yapmaya hazırlandı. 

Kir‟in, Baktriyalıların itaatinden sonra karşılaştığı, Sakalarla savaşını Ktesi anlatıyor (fr. 9, Jacoby). Saka Prensesi Sparetr‟in kahramanlığını tasvir eden bu hikaye folklorik bir karakter taşımaktadır. Burada Saka Hükümdarı Amorg‟un isminin açık şekilde anılması, konunun Amirgi Sakaları ile ilgili olduğunu gôsteriyor. Savaş, muhtemelen, Persler tarafından istila edilen Lidya ve onlar tarafından alınan Babil arasında (M.„Ö 546 ve 538 yılları arasında) vuku bulmuştur.

Pers ordusunun, Dara ve Kserks‟in, yürüyüşleri sırasında Sakalarla ilk kez karşılaşan Yunanlılar, onların, yakından tanıdıkları, Karadeniz İskitlerine benzediklerini fark ettiler ve Sakaları Asya menşeli olduklarından dolayı “Asya İskitleri” olarak adlandırdılar. Yunanlılar onlar konusunda sadece Baktriya‟nın kuzey kısımlarında yaşadıklarını biliyorlardı. Bu bilgi genel olarak doğruydu, çünkü o zaman Baktriya Satraplığı, Sir-Derya‟ya kadar uzanan Sogdiyana bôlgesini içine almaktaydı.

Yunanlılar, İskender‟in (Arrian., Anab., III, 8, 3,) doğu yürüyüşüne kadar Sakaları Asya İskitleri zannediyorlardı, fakat Asya ve Avrupa sınırı olarak ve Tanais (yani Don) nehri olarak bildikleri Sir-Derya nehrine yaklaştıklarında, Sakaların hakimiyetinin bu nehrin ôtesine kadar uzandığını fark ettiler ve Saka boylarının coğrafi konumunu tayin etmede zorluk yaşamaya başladılar. Bu durum, İskender‟in Sakalarla çatışmalarını anlatan Antik Çağ tarihçilerinin terminolojisine de yansımıştır. „Öyle ki, Arrian (Anab., IV, 3, 6; s. VII, 10, 5), karşılaşmaların Tanais‟te yani “Avrupa”da olmasına rağmen, yine Sakaları “Asya İskitleri” olarak adlandırmaya devam etmiştir. Kurtsi (VII, 7, 2) ise bu halkı “Avrupa İskitleri” saymış, sadece sonraki elçi onlardan Saka olarak bahsetmiştir (VII, 9, 17).


İskender‟in Sakalar üzerine yaptığı yürüyüş iki yazar tarafından anlatılmaktadır: Bu ikisi Arrian  (Anab., IV, 3, 6; 4, 1-9; 5, 1) ve Kurtsi‟dir (VII, 7, 1-9, 19). Bu yazarlardan elde ettiğimiz bilgilere gôre, İskitler Tanais‟in sağ kıyısında, oranın isyan eden ahalisini desteklemek ve İskender‟in karşı kıyıda kent kurmasını engellemek için bulunuyorlardı; İskitlerin düşmanca tavırlarını anlayan İskender, nehri geçti ve ilk defa burada ünlü “İskit taktiği” ile karşılaşmasına rağmen, inanılmaz bir zafer kazandı, fakat hamlelere devam etmeyip geri dôndü; İskit hükümdarının İskender‟e ôzür dilemek için elçi gôndermesiyle de, Sakaların Asya hükümdarlarıyla müttefik ilişkileri sağlanmış oldu; İskender ise karşılığında Sakalara arkadaşı Evksenippa‟yı gônderdi. 

Bu olaylar M.„. 329 dolaylarında vuku bulmuştu. Şu ayrıntıyı da eklememiz gerekir ki, İskender‟in arkadaşları, İskitlerin nehre attıkları okların saplarının çam ağacından yapıldığını fark etmişlerdi (Strabo, XI, 7, 4; bkz. Arrian., Anab., IV, 4, 2). Çam ağaçları Tyanşan‟ın Çatkal silsilesinin batısına değil, Orta Sir-Derya (Seyhun) yakınlarında yetişmekteydi.





...

ek
Sir Derya Havzası'nın Türk Yurdu olarak Önemi
Dânâ MOLDABAYEVA - Kazakistan